Şu korona günlerinde her birimiz, sığındığımız evlerimizde geçmiş-gelecek muhasebesi yapmakla meşgulüz. Kimimiz tefekkürle, kimimiz telafiyle…

Şüphesiz hepimizin bin tövbesi var…

Ramazan da ayrı bir vesile.

Nazlanıyoruz işte Rabbimize.

Kalabalık iftar sofralarımız yok artık, dertliyiz.

Ne Cuma ne teravih!

Bayram namazı da zor gibi.

Kapattı kapıları bize, neylersin?

Hatırladınız mı o televizyon reklamlarını? Nemli gözlerle evlatlarının, torunlarının yolunu beklerlerdi, biz de içselleştirir hüzünlenip ağlardık izlerken.

Hepimiz ‘o reklam’ olduk şimdi.

Sanırım bayramda ziyaret edip ellerini öpemeyeceğiz büyüklerimizin.

‘Şükür hayattayız, hayattalar’ diyerek avunacağız.

Koronaya yakalanıp o illetle savaşan ne yapsın?

Anasını, babasını, evladını kaybeden ne yapsın?

Mahzunuz hepimiz, çaresiz ve aciz.

Bir de azgınlar, azmışlar var. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan kötülük peşinde koşanlar.

‘Şu mübarek Ramazan günlerinde; bırakın yahu, uzak durun, ilişmeyin Müslümana’ dediğimiz kötüler.

Hiç boş durmuyorlar.

Ne Ramazan’da ne Kurban’da.

Senin Ramazan’a hazırlandığın gibi o da şeytanlığa hazırlandı.

Huşu içinde eda etmeni, ifa etmeni istemiyor bu ayı, sana zehir etmek istiyor Ramazan’ı.

Dininle, diyanetinle alay ediyor.

Dinine, diyanetine küfrediyor.

Fitne fesat üretiyor.

Fetva verip zekât istiyor, alay ediyor aklınca.

Broşür dağıtıp dinine saldırıyor.

Demokrasi deyip ayetlerine, kitabına.

‘Müslümanım’ diyenin de iki çift laf etmesi farzdır bu alçaklığa.

Şu rezilin cesaretine bakın hele.

Şunun küstahlığına bakın hele.

Diyanet İşleri Başkanı üzerinden Allah’a, dine, kitaba, peygambere saldırıyor, soysuz.

Ve son bir not.

Yıllar önce merhum Oktay Sinanoğlu’nu konuk almıştım.

Şöyle demişti.

“En önemlisi Kültürel soykırımdır. Bir ülkenin kültürünün, geleneklerinin, tarih bilincinin, kimliğinin, şahsiyetinin ve haysiyet duygusunun yok edilmesi o millete aşağılık duygusunun aşılanması en büyük hastalıktır, en büyük sömürgecilik ürünüdür”.

Çok vahşi bir kültürel soykırımla karşı karşıyayız.

Bir bahaneyle bütün değerlerimize aleni savaş açtılar.

Sen itiraz etmeyince, ses çıkarmayınca, tepki koymayınca yüz buldular, cesaretlendiler.

Yüce kitabına dil uzatır hale geldiler.

Bilmem farkında mısın?