Batı PKK terör örgütünden vazgeçemiyor.
Türkiye açısından kabullenilmesi ne kadar zor bir durum değil mi?
Sözde müttefikiz ama gelin görün ki Türkiye'yi hedef alan PKK gibi bir terör örgütüne her türden destek vermeyi sürdürüyorlar.
Biden ABD seçimleri öncesi New York Times editörleriyle bir araya geldiğinde açık açık söylemişti; 'PKK konusunda Erdoğan'a boyun eğmemeliyiz' demişti. Hani şu 'Erdoğan'ı muhalif Türk dostlarımızla birlikte devireceğiz' dediği konuşmasında.
'Bu kez darbeyle değil ama...' diye de eklemişti.
Almanya farklı mı sanki?
Ya İngiltere, Fransa, İsveç...
Hepsi aynı!
Tek dertleri Irak'ın kuzeyinden başlatıp, Suriye'nin kuzeyinden geçirip Akdeniz'e çıkışı olan ve kendilerine müzahir bir terör devleti kurmaktı. Böylece Türkiye'nin bölgesel gücünü kırmış olacaklardı. Hâlâ bu projeyi hayata geçirebileceklerine inanıyorlar!
Erdoğan başından beri buna müsaade etmiyor. Zaten başına ne geldiyse de bu yüzden!
Hal böyle olunca Biden efendinin Türk muhalif dostu Kemal Kılıçdaroğlu 'terörle mücadele tezkeresine' evet oyu verebilir miydi?
Veremezdi, vermedi. Dahası 'evet' oyu verenleri de Cumhuriyet düşmanı ilan etti.
Otuz yıl önce Karabağ kuşatılırken amaç neydi? Tabii ki Türkiye'yi kuşatmak!
O kuşatma yarılırken, Karabağ özgürleştirilirken, işgal sonlandırılırken CHP'den nasıl bir tepki yükseldi?
CHP'nin, özelde Kılıçdaroğlu'nun dış politika danışmanı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz 'maalesef Türkiye Azerbaycan'a silah yardımında bulunuyor' diye ortalığı inletiyordu.
Gelin görün ki ABD PKK terör örgütüne elli bin TIR dolusu silah yardımında bulunurken Ünal Bey'imizin gıkı çıkmıyordu.
PKK'yla mücadelemizin, Karabağ ve Libya'da ortaya konulan destansı başarının en etkili silahı İHA ve SİHA'larımız değil miydi?
Lakin CHP'li Sezgin Tanrıkulu Bey'imiz her fırsatta İHA ve SİHA'larla uğraşıyor, iktidara geldiklerinde fabrikalarını kapatacaklarını söylüyor.
Suriye'nin kuzeyine yönelik tarihinin en kapsamlı terör operasyonu başladı başlayacak. Batı merkezleri PKK terör örgütü için ayakta!
Yazık!
Bu arada CHP başından beri Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına karşı çıkmıyor. Dahası destekliyor. Bu konuda sayısız açıklamaları mevcut. İktidarda olsalar buna göz yumacaklar ve Türk halkına da meseleyi 'PKK değil Kürt devleti' diye yutturacaklar.
İngiliz Economist Dergisi'nde birkaç gün önce ilginç bir makale yer aldı.
Özetle şunu söylüyorlar:
'Erdoğan NATO'nun genişlemesini durdurdu. Suriye'deki Amerikan destekli Kürt savaşçılara saldırmaya hazırlanıyor. NATO üyesi Yunanistan'la gerilimi tırmandırıyor. Batı başkentleri bu yüzden hayal kırıklığı yaşıyor. Gazprom başta olmak üzere düzinelerce Rus şirketi Avrupa'daki merkezlerini Türkiye'ye taşımayı planlıyor'.
Demem o ki Batı başkentleri İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı çıkan bir Türkiye istemiyorlar. Söz konusu bu ülkelerin PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine verdiği desteği kesmesinden yana da değiller. Yani tıpkı CHP gibi.
Türkiye'yi değil Yunanistan'ı haklı buluyorlar. Yani tıpkı CHP gibi.
PKK'yı terör örgütü değil, Kürt savaşçı olarak görüyorlar. Yani tıpkı CHP gibi.
Rus şirketlerin merkezlerini Türkiye'ye taşımasını istemiyorlar. Yani tıpkı CHP gibi.
Dünya yeniden şekillendirilirken Erdoğan Batı başkentlerinin, küresel muktedirlerin ayağına dolandı. Oysa Türkiye şu zamana kadar çoktan parçalanıp bölünmüş olmalıydı. FETÖ ve PKK gibi iki terör örgütüne bugüne değin verdikleri maddi-manevi desteğin sebebi buydu.
Şimdi son koz olarak ekonomi kartını tedavüle soktular. Ağır saldırıyorlar. Eşzamanlı olarak da sokakları karıştıracaklar. Zira PKK terör örgütünün zamana ihtiyacı var. Türkiye'nin tüm dikkatini içeri yöneltmek zorunda yoksa kendisini bekleyen akıbeti engelleyecek gücü kalmadı.
HDP'nin terör elebaşısı Öcalan için sokaklara dökülmesinin sebebi de bu.
Kandil ısrarla CHP'nin de sokağa inmesini istiyor. İnanmayan Kandil elebaşlarının açıklamalarına bakabilir.
