Top
18/09/2023

Başörtüsüne saldırmak

Son dönemlerde başörtülü ve çarşaflı kadınlara yönelik taciz ve saldırılar oluyor. Metrolarda, hastanelerde, sokaklarda, otobüslerde kadınları taciz etme ve onlara hakaret etme gibi küstahlıkların arttığını görüyoruz. Seçimler nedeniyle bir süre gizlenen başörtüsü nefreti 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde alınan ağır yenilgiden sonra açığa çıktı. Ağır seçim yenilgisinin muhalefet kesimlerinde meydana getirdiği travma nedeniyle saldırıların arttığını görüyoruz. Sadece son aylarda meydana gelen şu saldırılara bakın...

İzmir Foça'da sokakta yürüyen yaşlı bir kadın, karşılaştığı başörtülüleri kadınlara sözlü tacizde bulunuyor ve hakaret ediyor. Saldırgan kadın başörtülü kadınlara "Çocuğu da çarşafa sokun. Haydi gidin kara böcekler" diyerek hakaret ediyor.

Ankara'nın Altındağ ilçesinde iki kadın, yolda yürüyen tesettürlü genç kadınlara önce hakaret ediyor sonra da fiziksel saldırıda bulunuyor. Saldırgan kadınların "Tayyip size fazla yüz verdi, defolun bu ülkeden." dediği söyleniyor.

Marmaray'da bir kadın, yanında oturan kadının başörtüsü çıkarmaya çalışıyor. Trende bulunan bir genç, başörtülü kadına saldıran kadına tepki gösteriyor.

Trabzon ili Of Devlet Hastanesi'nde sıra bekleyen başörtülü kadınlara, yaşlı bir kadın başörtülü olmaları nedeniyle "Pislikler, hayvanlar, öküzler, zırdeliler..." gibi ağır hakaretler ediyor.

Açık söyleyelim. Başörtüsü nefreti gerçekte İslama duyulan nefretin dışavurumudur. Milletin değerleriyle bir türlü barışamayan kesimler için başörtüsü karşıtlığının gerçek nedeni dine ait olanlarla mücadelede başörtüsünün sembol olarak görülmesidir.

Kendini bilmez birtakım yasakçıların yaptığı bu insanlık dışı tutumlar milletimizin kahır ekseriyetini rahatsız ettiğini biliyoruz. Milletimizin kardeşliğini bozma niyeti taşıyan bu davranışlara tepki göstermek insanlık borcudur. Ülkemizde yıllarca keyfi biçimde uygulanan başörtüsü yasağı kadınların eğitim, siyaset ve çalışma hakkının ellerinden almıştı. Kadınların mücadelesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki kararlılığı başörtüsü yasaklarının kaldırılması sağladı. Özgürlük mücadelesinde kadınların kazandığı bu haklarını ellerinden almaya kimsenin gücü yetmez.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başörtülülere yönelik olarak artan saldırılara ilişkin olarak şunları söylemişti: "Hiç kimse kusura bakmasın. Sırf yabancı diye, başı örtülü diye insanlara hakaret etmek asla kabul edebileceğimiz bir davranış değil. Kendi özgürlük alanını diğerlerinin haklarının eşiğinde sınırlamayı bilmeyen faşist zihniyet hem milletimiz hem yargı önünde hesap vermeye mahkum. Sosyal sapkınlıkla mücadelemiz sürecek. Kim olduğunuzu, niçin böyle yaptığınızı biliyoruz." dedi.

Geçmişte yaşanan başörtüsü yasaklarının faili CHP ve yandaşlarıdır. Bugün değiştiklerini söyleseler de öyle olmadıklarını her vesile ile görüyoruz. Zira Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde başlattıkları sözde helalleşmenin seçim kampanyasının bir parçası olduğunu hep söylemiştik. Son bir ayda başörtülü ve çarşaflı kadınlara yönelik çok sayıda saldırıya ilişkin CHP yöneticilerinden herhangi bir açıklama yapılmaması değişmediklerini ve helalleşmenin seçim propagandası olduğunu göstermektedir.

Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde başörtüsüne özgürlük için sözde kanun teklifi veren, başörtülülerle helalleşme kampanyası yapan CHP'nin bu saldırılar karşısında susması bu saldırıları onaylaması anlamına gelmiyor mu?

CHP'nin saldırıları görmezden gelmesi seçim öncesinde dindar/muhafazakar kesimlerin muhtemel bir CHP iktidarında, başörtüsü özgürlüğü dahil bir çok kazanımlarını kaybedecekleri endişelerinin haksız olmadığını da gösteriyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp