Keşke barışçıl yöntemler kullanılarak sorun çözülmüş olsaydı. Olmadı. Türk'e karşı sırtını Batı'ya dayama hastalığına ve bunun komplikasyonu şımarıklığa müptela Ermenistan idaresi, Azerbaycan'ın attığı adımlara müspet yaklaşmadığı gibi, kendi toplumunu daha fenasına teşvik etmekten geri durmadı. Sarkisyan'ın "Karabağ'ı biz kurtardık, Ararat'ı da siz kurtaracaksınız" diye gençlere nida ettiğini ne yazık ki çok çabuk unuttuk. Bilmeyen vardır, söyleyeyim, Ararat, Ağrı Dağı'nın Ermenicesi. Onu özgürleştirmek, Ermenistan sınırlarına katmak demek kendilerince.
Sözde bir Batı Ermenistan devletleri var. Bu devletin Armenak Abrahamyan isminde bir sözde devlet başkanı var. Abrahamyan zaman zaman Türkiye'ye gelerek özellikle doğu illerimizde teftişte bulunur. Neticede doğudan batıya neredeyse bütün Türkiye, işgal altındaki Batı Ermenistan toprağıdır ve bu hayali devletin başkanı da buralara gelip teftiş etme hakkını kendinde görür. Batı Ermenistan'ın sınırları son derece müphemdir. Batı Ermenistan Devlet Televizyonu'nun resmi bültenlerini (!) okuyacak olursanız Bursa dahi Batı Ermenistan sınırları içinde yer alır. Sizin anlayacağınız, Ağrı ile mahdut bir emel değil Ermenilerinki; üstelik Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan tarafından gençlere vasiyet edilen bir hedef. Ezcümle barışla çözülecek bir hali yok Karabağ meselesinin. Zor oyunu bozdu, ölenimiz şehit kalanımız gazi oldu ve Azerbaycan, uluslararası hukuka göre kendi öz toprağı olan Karabağ'ı özgürleştirdi (jargonu ben belirlemedim).
Kendilerine 123 Hak Savunucusu adını veren bir topluluk böyle bir ortamda dünyaya seslenerek Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin karşısında olduklarını dile getirdi. Hep bildik isimler: Şanar Yurdatapan, Fikret Başkaya, Gün Zileli, Fetöcü Emre Uslu, Yasemin Çongar... Sağdan sola 123 kişi. Diyorlar ki,
"Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği kurumları, Avrupa Konseyi kurumları, bazı münferit ülkeler aylardır Azerbaycan'a Karabağ'daki 120.000 insana yönelik ablukaya son vermesi çağrısında bulundu. Bugün de itidal ve ateşkes talep eden benzer çağrılar yapılıyor. Dün bu çağrılara kulak asmayan Bakü'nün bugün fikir değiştirmesini beklemek abestir. Amaç Dağlık Karabağ Artsakh'ı tamamen kontrol altına almak ve Ermeni halkını asırlardır yaşadıkları topraklardan sürmek, eğer direnirlerse de varlıklarını sona erdirmektir..."
Saçma bir bildiri sizin anlayacağınız. Yıllar yılı öz yurdundan sürülen, şehit edilen, işkenceye uğrayan Karabağ Türkü hakkında tek kelam etmeyenler, Azerbaycan'ı soykırım yapmakla itham ediyor söz konusu bildiriyi kaleme alanlar. Etnik temizlik yapacakmış Azerbaycan! Azerbaycan ordumuzun nasıl onurlu savaştığını görmemiş gibi, şimdiye kadar yaşanan süreçte olgun tarafın Azerbaycan olduğunu hepimiz bilmiyormuşuz gibi, bütün provokasyonların, 44 günlük muharebede yedikleri silleyi sindiremeyen Ermenilerden geldiğini görmemiş gibi böyle bir açıklama yapmanın anlaşılır tarafı yok.
Bunlara kalsa ASALA bütün diplomatlarımızı şehit etsin, yeter ki devletimiz Levon Ekmekçiyan'ı asmasın. Hatırlayacaksınızdır, bir ara işi gücü bıraktık, Levon Ekmekçiyan'ın kabrini konuştuk. Efendim, 32 yıl sonra ailesine teslim edilmiş naaşı, ne büyük elemmiş vs. Hakikaten anlamakta güçlük çekiyorum, bunlar kendilerini yok etmek isteyeni müdafaa ettiklerinin farkında değil mi?
İmza listesinde adı bulunan 123 kişinin hepsini tenkit etmiyorum elbette. Aralarında Ermeni yurttaşlarımız da var. Haydi onlar bir gayret-i milliye ile mevzuyu sahipleniyor; kendisini Türk zanneden hangi akla hizmet o çuvala giriyor? Emre Uslu'yu da anlarım. Neticede Fetöcü, aleyhimize olan her tertibin içine girer, kendini de kullandırır, fakat Ermenilerin bu milli davalarını bizim solumuz niye böyle candan sahiplenir? Ermenistan, "Batı Ermenistan" olarak adlandırdığı Anadolu'yu işgal etse bunlar ne hisseder?
Gerçi benimki de soru... Bizi Kıbrıs'ta işgalci gören Gün Zileli mi Karabağ davamızı destekleyecek? Velakin sormadan edemiyorum. O 123 kişi arasında elek üstü kalacak Allah'ın kulu yok mudur? Olmasa gerek.
Biz kavgamızı bunların rağmına kazanacağız...