Top
Serkan Fıçıcı

Serkan Fıçıcı

serkan.ficici@turkmedya.com.tr

14/04/2019

İtirazım var

İstanbul seçimi etrafında tartışıyoruz.

“Tutanaklardaki usulsüzlük neden” diye soruyoruz.

“Gözden kaçmış” diyorlar.

Rakamlar YSK sistemine işlenirken bunca yanlış nasıl yapılmış sorusuna “birilerinin eli kaymış” yanıtını veriyorlar.

Oyların geçersiz sayılmasındaki saçmalıkların “basit hata” olduğuna inanmamızı istiyorlar.

Sandık başkanlığı görevlendirmelerindeki kanunsuzluk için “hayatın olağan akışı” demekle yetiniyorlar.

Gerçeği ararsan “komplocu” oluyorsun.

Hak mücadelesi verirsen “antidemokratik tavır” sergilemiş sayılıyorsun.

Sanki bu ülkede kanunlar tek taraflı işliyormuş gibi.

Sanki kendileri aynı hak mücadelesini hiç vermiyorlarmış gibi.

***

İstanbul seçiminde yaklaşık 8 buçuk milyon seçmen oy kullandı.

Ve biz şu an Ak Parti ile CHP arasındaki oy farkının sadece 13 bin civarında olduğunu görüyoruz.

Bir an düşelim.

İstanbul 2 bin nüfuslu bir yer olsaydı.

Ak Parti ile CHP arasındaki oy farkının sadece 3 tane olduğunu konuşuyor olacaktık.

Basit bir denklem bize aslında neyi tartıştığımızı göstermeye yetiyor.

***

Önümüzde Yalova örneği var.

CHP adayı Vefa Salman 2014 yerel seçimlerinde 6 oy farkla seçimi kazanmıştı.

Ama Yüksek Seçim Kurulu Yalova’da “7 kısıtlı vatandaşın oy kullandığının belirlenmesi üzerine” seçimi iptal etmişti.

Kanuna göre oy kullanma yeterliliği olmayanlara “kısıtlı” deniliyor.

Zihinsel engelliler ve silah altında bulunan askerler gibi.

Baktılar, incelediler.

Yalova’da kanuna göre seçmen olmaması gereken 7 kişinin oy kullandığını ortaya çıkardılar.

Ve seçim iptal oldu.

Peki İstanbul’da durum nedir?

Bunu anlamak için seçmen listelerine bakmak ve “kısıtlı” kişilerin olup olmadığını tespit etmek gerekiyor.

Büyükçekmece’de otoparklara, arsalara, çatılara, bacalara hatta ahırlara seçmen kaydedildiğini nasıl gördüysek sanırım bir kaç gün içinde bu meselenin de aslını astarını net şekilde anlamış oluruz.

***

Seçimin yapıldığı 31 Mart gününden bu yana yaşananlar bize bir şeyi net olarak gösterdi.

Oylar sayıldıkça, hatalar tespit edildikçe Ak Parti’nin oyları arttı, CHP’nin oyları azaldı.

Tüm sandıkların sadece yüzde 6’sı sayıldığında fark 29 binden 13 bine düştü.

Maddi hatalardan tut geçersiz oylara kadar, çalınan, yazılmayan artık ne kadar usulsüzlük varsa bunların Ak Parti aleyhine yapıldığı netleşti.

Hem de yüzde 85 oranında.

Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun aldığı oylar neredeyse eşit.

Ama ortada “eşit haksızlık” gibi bir durum yok.

Nalıncı keseri hep aynı tarafa yontmuş.

Peki “bu keseri tutan el kimdir” diye sormayalım mı?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları