Top
18/06/2023

TÜTÜN TÜTER, HAYAT SÖNER

Defalarca dile getirsem de yine eksik kalacağını düşündüğüm bir konu ile bu hafta dikkatlerinizi yeniden celp etmek istedim sevgili okurlarım.

2002 yılında başlayan, 2008 yılına kadar hazırlıkları süren ve "Dumansız Hava Sahası Yasası" olarak literatüre geçen 5727 Sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun bildiğiniz üzere tümüyle 2009 yılında yürürlüğe girmiştir sevgili okurlarım. "Neden bu hatırlatma?" derseniz, buyurun okuyalım hep birlikte!

Bilindiği üzere bu kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tam bir mutabakatla kabul edilmiş ve iktidar ile muhalefetin birlikte hareket ettiği nadir kanunlardan biri olarak tarihe geçmişti. Bunun en önemli sebeplerinden biri de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetleri ve konuyu yakinen takip etmeleri olmuştu.

Elbette ki diğer siyasi parti liderlerine, başta dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a, milletvekillerine, basına ve halkımıza da bu konudaki desteklerinden dolayı müteşekkiriz. 2009 ile 2012 yılları arasında mükemmel bir şekilde uygulanan bu kanun sayesinde sigara tüketim oranları ve dolayısıyla bağlantılı hastalıklar da çok önemli oranda düşmüştür.

Alkol ve Tütün Dairesi Başkanlığı ve Tekel verilerine göre 2008 yılında %31,2 olan tütün kullanım oranı yasanın uygulamaya girmesinden sonra 2012 yılında radikal bir şekilde %27,1'e düşmüştü.

Aynı şekilde yasanın uygulamaya girmesinden 1 yıl sonra yapılan bir araştırmada acillere gelen başvuruların %23, alerjik nezle hastalığı oranlarının %62, bronşit hastalığının %40, KOAH alevlenmelerinin %21, kalp krizi sebebi ile hastaneye başvuran hasta sayılarının %15 ve kalp-damar hastalıkları sıklık oranlarının da %11 seviyesinde azalma gösterdiği bilimsel olarak kayıtlara geçmiştir.

Sigara kullanımı kaynaklı akciğer kanseri oranlarında da ciddi manada düşüşün başladığı tespit edilmiş, sigara (tütün) kaynaklı hastalıkların tedavisine harcanan milyarlar da bu vesileyle devletimizin kasasında kalmıştır. Şüphesiz bu tablo ekonomiden sağlığa kadar birçok alanda yüzümüzü güldürmüştür.

Bu sonuçlardan ülkemiz ve insanlık adına gurur ve mutluluk duymalıyız. Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miraslardan biri de, "Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun" olacaktır diye düşünüyorum.

Ülke olarak o dönem, Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bütün uluslararası ve ulusal kuruluşların takdirine de bu vesileyle mazhar olduğumuzu ayrıca hatırlatmak isterim. "Tütünle mücadeleyi kazandık" diye sevinirken ne olduysa 2012'den sonra oldu sevgili okurlarım.

Ne yazık ki tütün tröstlerinin yeni argümanlarıyla mücadelede yetersiz kalınması ve yasayı uygulayıcıların kayıtsızlığı nedeniyle 2008 öncesinin duman altı günlerine döndük.

OECD verilerine göre geldiğimiz nokta, her gün tütün kullanım oranı en yüksek olan ülkeler arasında birinciliğe yerleşmemiz oldu ne yazık ki.

"Dumansız Hava Sahası" yasasının etkin bir şekilde uygulanmasının yanı sıra tütün endüstrisinin son yıllarda geliştirdiği yeni argümanlara karşı da bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yeni kabinenin tütün ürünleri ve tüm bağımlılık yapıcı maddelerle mücadeleye yeni bir ivme kazandıracağına inancım tamdır.

Bu kapsamda bazı yeni önerilerim ise şunlardır: ABD ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi hukuk sistemimize sigaranın maliyetini üretenin, satanın, kullananın üstlenmesi yönünde yeni önlemler dahil edilmelidir.

Satın alma gücü paritesine göre Türkiye sigara fiyatında 37 Avrupa ülkesi içinde en ucuz ülke konumundadır. Etkin bir vergi artışı politikasıyla, sigaranın sağlık sistemi ve ekosistemimize zararlarını da maliyet fiyatına ekleyerek çocuklarımızı, gençlerimizi ve ekosistemimizi bu zehrin ağından koruyabiliriz.

Aynı şekilde tiryakilerin SGK primleri içmeyenlere oranla daha yüksek olmalıdır. Sigara kullanmayan insanımız sigara içenlerin ekonomimize, sağlık sistemimize yüklediği ilave riskleri sırtlanmak zorunda değildir.

Ayrıca sigaradan zarar gören vatandaşlarımıza sigara şirketlerine yönelik dava açabilmenin önü açılmalı ve destek olunmalıdır.

Dumansız Hava Sahası ve tütün ürünleri ile mücadelede uygulamada olan kanun, yönetmelik vs. etkin bir şekilde uygulanmalı. Uygulayıcıları da denetleyen bir sistem geliştirilmelidir.

Sigara bırakmayı teşvik edecek çalışmalara (TOKİ'den ev, işe giriş kolaylığı, evlenme yardımı vs.) ağırlık verilmelidir.

Tütün bağımlılığı ile mücadelede doktorlarımıza, öğretmenlerimize, din adamlarımıza çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Toplumu yönlendiren, rol model olan, sözü dinlenen herkes sigaranın zararlarını daha fazla dillendirmelidir.

Tütün, tüm zararları düşünülerek ele alındığında ne cebimizde ne ciğerimizde ne de hayatımızda bir yer bulamayacaktır.

Komplike bir bitkisel bomba olan tütün, tüm bileşenleri ve uzantılarıyla birlikte etkisiz hale getirilmelidir. Sınır güvenliğimiz, Misak-ı Millimiz kadar önemli olan insani hayat ve ekonomik -sosyal- sağlık sınırlarımız da ehemmiyetle korunmayı hak etmektedir.

Kanun boyutunda bir eksiğimiz yoktur. Uygulama hususunda atılacak ciddi adımlar ve yaptırım ısrarı bu işin üstesinden gelmemize olanak sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Ez cümle, tütün içmediysen başlama, başladıysan bırak, bıraktıysan bıraktır!

Sağlık ve afiyet içinde kalınız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp