Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

18/01/2022

Türkiye, sosyal medyaya baskıyı artırıyor!

Türkiye, son dönemde özellikle korona protestolarının örgütlenmesiyle gündeme gelen Telegram'a baskıyı artırıyor. Telegram, teröre destek veren ve komplo teorisi içeren paylaşımlara karşı hükümetle işbirliğine yanaşmıyordu.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Telegram, aşırı sağcı ve komplo teorileri yayan içeriklerin giderek artan bir şekilde yer alması nedeniyle Ankara'da rahatsızlık yaratıyor.

Emniyet, şirketin Türk emniyetinin işbirliği taleplerini dikkate almamasından şikayetçi. Emniyet, suç unsuru taşıyan ve terör propagandası içeren paylaşımların platformdan kaldırılması için yapılan başvuruların sonuçsuz kalması üzerine Telegram'ın içerik silinmesi ve veri talepleri yağmuruna tutulması yöntemini deneyecek. İçişleri Bakanı da, işbirliğine yanaşmadığı gerekçesiyle Telegram'a Türkiye'den erişimi engelleme tehdidinde bulunmuştu.

Sol eğilimli parti de Emniyet'in bu girişimine destek verdi. Partinin Meclis Grup Başkanvekili, "Kişilik hakları ihlalleri, nefret, kışkırtmalar ve demokrasiyi parçalama girişimlerinden para kazanan şirketlere karşı muamelede nihayet daha sağlam bir duruş sergilenmesi gerekiyor" dedi.

***

'Bu haberde bir iş var' dediniz elbette.

Haklısınız.

Haberin aslı şu:

Almanya Telegram'a baskıyı artırıyor

Almanya, son dönemde özellikle korona protestolarının örgütlenmesiyle gündeme gelen Telegram'a baskıyı artırıyor. Telegram, aşırı sağcı ve komplo teorisi içeren paylaşımlara karşı hükümetle işbirliğine yanaşmıyordu. Alman Federal Emniyet Teşkilatı (BKA), suç unsuru taşıyan ve aşırı sağcı içeriklerin platformdan kaldırılması için yapılan başvuruların sonuçsuz kalması üzerine Telegram'ın içerik silinmesi ve veri talepleri yağmuruna tutulması yöntemini deneyecek. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Telegram, aşırı sağcı ve komplo teorileri yayan içeriklerin giderek artan bir şekilde yer alması nedeniyle Berlin'de rahatsızlık yaratıyor. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser de işbirliğine yanaşmadığı gerekçesiyle Telegram'a Almanya'dan erişimi engelleme tehdidinde bulunmuştu. Hükümeti oluşturan üç koalisyon partisinin milletvekilleri BKA'nın girişimine destek verdi. Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkanvekili Konstantin von Notz, "Kişilik hakları ihlalleri, nefret, kışkırtmalar ve demokrasiyi parçalama girişimlerinden para kazanan şirketlere karşı muamelede nihayet daha sağlam bir duruş sergilenmesi gerekiyor" diye konuştu.

***

Ben sadece Almanya yerine Türkiye, aşırı sağcı yerine terör destekçisi, Yeşiller Partisi yerine 'sol eğilimli parti' yazdım, o kadar...

Daha az şüphe çeksin diye Telegram yerine de başlıkta 'sosyal medya' yazdım.

Meramımı anladınız.

Alman medyasının, özellikle de Türkçe servislerinin söz konusu Almanya olduğunda sosyal medya haberlerini nasıl verdiğine bakın, sonra da Türkiye'de sosyal medya düzenlemelerine ilişkin 'hazırlıkları' nasıl haberleştirdiklerini hatırlayın.

Polisin raporunu haberleştirmişler ve sonuna kadar 'haklı' ve 'doğru' bir girişim olarak değerlendirmişler.

Türkiye'deki çalışmalarda bırakın polis raporlarını dikkate almayı, mikrofonu önce siyasi polemikçilere ve 'endişeli muhalif'lere uzatıyorlar.

Haliyle ortaya 'gerçek gerekçeler ve kanıtlar' değil, "Eyvah, özgürlükler kısıtlanıyor, Türkiye geri gidiyor, sansür girişimi" başlıklı 'haber'ler çıkıyor.

Türkiye'de sosyal medyada yapılan kışkırtmanın, yalan haberin, terör destekçiliğinin sınırı yok.

Ama sosyal medya şirketleri hakkında Alman Yeşiller partili politikacı gibi "Kişilik hakları ihlalleri, nefret, kışkırtmalar ve demokrasiyi parçalama girişimlerinden para kazanıyorlar" diyen tek bir 'sol' politikacının görüşüne rastlayamazsınız!

Almanya'da da Alman İçişleri Bakanı'nın bir sosyal medya şirketini 'engelleme tehdidi'ni eleştirene mikrofon tutulduğunu göremiyoruz!

***

Salim kafayla düşünmeye ne çok ihtiyacımız var.

Herkes kendi ülkesinin ihtiyaçlarını ve insanlarının güvenliğini iktidar hırslarından en azından bir ölçüde ayırmayı biliyor.

Enerjisini, kendi ülkesini değil, rakip gördüğü ülkeleri baskı altına almak için harcıyor.

Ya biz ne yapıyoruz?

Biri bir yanlışımızı deve yapıyor, biz 40 doğrumuza pire muamelesi yapıyoruz!

Konuşmaktan çekiniyoruz!

Kimse 'dar milliyetçi' anlam yükleyerek kendini yıpratmasın;

'Türk, öğün, çalış, güven' sözünün bu milletin ruhunda güçlü bir anlamı vardır.

Çalışmadan kendi kendimize goygoyculuk yapmayacağız ama bugün ve tarih boyunca çalışıp ortaya koyduklarımızla övünmekten, kendimize ve milletimize güvenmekten de kimsenin bizi alıkoymasına izin vermeyeceğiz.

'Bizden adam olmaz' diyenlere, 'Evet, sizden adam olmaz' diyecek, enerjimizi işimize harcayacağız.

NE OLDU, RAKS EDİRDİN!

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, Karabağ'ın işgalden kurtarılması sürecinde Ermenistan Başbakanı Nikon Paşinyan'a yönelik tarihe geçen sözü şahaneydi: "Ne oldu Paşinyan, raks edirdin!"

ABD, Yunanistan'ın Türkiye'ye misilleme olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail ile birlikte Doğu Akdeniz'de doğalgaz arama anlaşması EastMed'e desteğini çekti. ABD'li ve Fransız enerji şirketleri çekildi. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, "Zaten çok önemli değildi" dedi.

Bunu Türkçeye 'acımadı ki' diye çevirebiliriz.

ABD yönetimi ilk mesajı TRT World'ün 'Pipe Dream' belgeselinde vermişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein, Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'ni (EastMed) eleştirmiş ve 'ekonomik olmadığını' anlatmıştı.

Türkiye'ye karşı 'siyasi destek' olarak AB ve ABD bir el attı, sonra çekildi.

Miçotakis, Paşinyan durumuna düştü.

Şimdi Avrupa medyası, Doğu Akdeniz gazı için KKTC-Türkiye hattını yazmaya başladı.

Körfez ülkeleri, İsrail, Mısır ilişkilerindeki ılımlı havayı da işaret ederek...

Tekrarlayayım;

Türkiye dünyada artık daha çok konuşulacak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları