Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

14/11/2023

İşte çağdaş Türkiye

Bu sözü 'gösteri' amaçlı

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kullanmıştı.

Siyasi bir ucuzluk örneğiydi.

***

Çağa damgasını vurmak, diğerlerinin tabi olmak zorunda kaldığı 'güç' sahibi olmakla mümkün...

O gücün ürettiği medeniyet, gücün kalıcı olmasını sağlar.

Batı'nın 'silah' gücü sömürmeye, zenginleşmeye, zapturapt altına almaya yaradı.

Ama kalıcı olan oradan aldığı güçle ürettiği yönetim tarzı, medeniyet unsurları ve geleceği şekillendiren sanayi ve teknolojiler oldu.

Bunu sağlayan da, 'tanımlama, kriter koyma ve raporlama' mekanizması.

Batı standardına uymayan hiçbir ürünü küresel pazarda satamazsınız.

Batı'nın kurallarına uymadan seyahat edemezsiniz, ürün taşıyamaz, araç gezdiremezsiniz.

Batı'nın 'meşru' kabul etmediği hiçbir hukuk düzenine, yönetime, şirkete hatta kişiye mal ve hizmet satamazsınız, onlardan alamazsınız.

Batı'nın kriterlerine uymayan hukuk düzeni bile inşa edemezsiniz!

Batı'nın 'ak' dediğine 'kara' diyemezsiniz.

Batı demiyorsa, darbeciye darbeci, katile katil, teröriste terörist, saldırgana saldırgan, işgalciye işgalci diyemezsiniz.

Batı, düzenli olarak ekonomileri, siyaseti, hukuku nasıl raporluyor ve not veriyorsa, o rapor ve notlarla değerlendirilirsiniz.

Uzatabilirsiniz...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan seyahatinden dönerken, Riyad'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ni çok önemsediğini vurgulamıştı.

İİT Zirvesi, Arap Birliği Zirvesi ile birleştirerek yapıldı ve açıklanan 'uzun' ortak bildiri, bunun nedenini gösterdi.

Herkes petrol zengini Arap ülkelerinin İsrail'e ve destekçisi Batı ülkelerine ambargo koymasını, hatta belki İsrail'e karşı askeri güç göstermesini bekliyordu.

Ama daha 'çağdaş' bir hareket yapıldı.

İsrail'in yaptıklarının 'adı' konuldu,

Batı'nın Filistinlilerin mülklerine el koyanları masum gösteren 'yerleşimci' tanımlaması 'terörist' olarak güncellendi.

İsrail'in saldırılarını 'kendini koruma hakkı' diye meşrulaştıran tanımlama 'işgalci' diye düzeltildi.

İsrail ordusunun sivilleri öldürmesi 'ölümler' olarak değil 'katliam' olarak tanımlandı.

Filistinlilerin zorla yerinden edilmeleri, göçe zorlanmaları, katledilmeleri 'savaş suçu' olarak yeniden adlandırıldı.

Bütün bu eylemlerin düzenli ve sürekli olarak 'raporlanacağı' mekanizmaya bağlandı.

Bu raporların uluslararası kurumlar nezdinde 'cezalandırma' amaçlı kullanıma sokulacağı da karara bağlandı.

Şimdi sırada, bu raporları BM ve BMGK kararı, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararı haline getirmek var.

***

Çağdaşlarımız hâlâ önceki çağlarda kalmış 'silahlı güç'le zayıfları ezme ve haklarını ellerinden almayı sürdürüyor olabilir.

Ama çağdaş gücü 'medeni' şekliyle kullanmak daha kalıcı sonuçlar doğuracak.

Bu karar metninin ortaya çıkmasında Türkiye'nin payı çok çok büyük...

Bir süredir yazıyorum, Türkiye Batı'nın dilinden konuşuyor...

Ama 'medeni' tarafından...

İşte çağdaş Türkiye bu...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp