Top
30/04/2024

Akşener'in başarısı

1994'te DYP ile başladığı siyasi yaşamına, MHP'yi bölmek için kurduğu İyi Parti'de noktayı koydu Akşener. Hala kaldıysa kendisine gönülden bağlı birkaç kişi, bu vedaya üzülmüş olabilir. Lakin ne partisinde ne de uzun süre yoldaşlığını yaptığı CHP'de hiç kimseyi hüzne boğmamıştır bu karar. Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine 'bu son seçimin, gidicisin" diyen bir siyasi figürü daha emekli etmeyi başardı. Kılıçdaroğlu'nun çöküşü mü, yoksa Akşener'in gidişi mi daha sarsıcı oldu? Galiba hiçbiri değil. Sarsılan, başarısızlık ve hüsranla bina ettikleri kendi ikballeri oldu.

28 Şubat darbesi kendi hükümetine karşı yapıldığında Akşener İçişleri Bakanı'ydı. Darbecilere direnmek yerine, 'tanklara selam durmayı" tercih ederek müstemlekecilerin gözüne girmeyi başarmış, ancak milletin gönlünden düşmüştü. Bunu fark etmek için 30 yıl beklemek sabırlı olmayı gerektirir. Sanırım ilk başarısı bu.

Akşener ülkeyi müstemlekecilerin talimatıyla yüzlerce milyar dolarlık zarara sokup, ekonominin hala düzelmemesinin temel sebebi olan Gezi terörüne sahip çıkmıştı. Taksim meydanının terör örgütlerinin geçit töreni yaptığı bir çirkef yuvası haline getirildiği eylemler Akşener'e göre 'müstemleke rejimine karşı verilen bir direniş"ti. Hatta Türk bayrağını yakarak millete meydan okuyan gençler 'meczuplara karşı kahrolsun istibdat" diyerek yürüyen milli bir şuura sahiplerdi. Bu akılalmaz manipülasyon ustalığı da ciddi bir başarı sayılmaz mı?

Siyasi yaşamı boyunca milletin kendisine yetki verdiği tek dönem olan 7 aylık İçişleri Bakanlığı'nı postal korkusuyla hizaya girerek geçiren Akşener'in Batı başkentlerinde tasarlanan darbe girişimi Gezi'ye destek vermesi şaşırtıcı olmasa gerek.

Fakat başarıları bunlardan ibaret değil. Gerçek zirveyi, TBMM'de Başkanvekili yapılmasını borçlu olduğu MHP'yi parçalayarak gösterdi. Türk milliyetçiliğinin kalesini 'ülkücü ideallerden uzaklaşmakla" itham ederek çıktığı yolda, CHP'nin ödünç vekilleri sayesinde kurduğu partisini bölücülerle ittifak yapan bir çizgiye getirmeyi başardı.

Çözüm sürecini baltalamak için canını dişine takan Akşener, bir çağrısıyla teröristlerin şehirlere hendekler kazıp işgale yeltenmesini sağlayan Demirtaş'la kahvaltı hayalleri kurabiliyordu. Peşinden sürükleyip götürdüğü ülkücülere ise "Şunu fark ediyorsunuz ki herkes aynı acıların içinde. Bu makulde buluşmak sadece eleştirmek değil, çözüm önerilerini sunmak için çıkılan bu yolculuğun meyvelerini alıyoruz" sözlerini tevil etmek düşmüştü.

Girdiği hiçbir seçimde başarılı olamasa da, o kendisine tevdi edilen vazifeyi yerine getirmiş olmanın gururunu yaşadı. Ellerinden tutup cumhurbaşkanı adayı gösterdiklerinden birisini 'ev kölesi", yüzünde rabbiyesiri gördüğü diğerini 'hainlikle" itham etse de, öfkesi bunlara değildi. Kürsüde geçirdiği sinir krizleri, ağlama nöbetleri, vatandaşı azarlayan sözleri yapmış olduğu büyük hizmetin idrak edilememiş olmasınaydı. MHP'den koparttığı seçmen kitlesini CHP'ye hediye etmek, söyleyin hangi kula nasip olur?

Harç bitti, yapı paydos.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları