Malumunuz Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı yürüten Fahrettin Altun bir süredir CHP ve o ittifakta yer alan kesimlerce en aşağılık şekilde hedef gösteriliyor. Burada iki neden öne çıkıyor; ilki makamın itibarsızlaştırılması, açığa düşürülmesi... Diğeri de İletişim Başkanlığı’nın görevini son derece etkili yapması. Birçok operasyonun boşa çıkartılmasından, hükümetimizin, devletimizin doğru şekilde yansıtılmasına kadar başkanlığın CHP ve şürekasının canını acıttığı doğrudur.
***
Ama bu sefer gemi iyice azıya alarak, Fahrettin Altun’un evinin canlı yayınını yaptı bu arkadaşlar…“Bu arkadaşlar” dediğimiz İBB ekipleri. Cumhuriyet gazetesinin CHP İstanbul İl başkanlığı güdümlü yalanını “ihbar” kabul eden İBB ekipleri hiçbir tebligat göndermeden, uyduruk bir çardağı yalı yaparak Altun’un açık adresini yayınladı.
***
CHP İstanbul İl Başkanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni Altun’a karşı bir silah gibi kullanmıştır. Bunu Altun’a yapan vatandaşlarımıza neler neler yapmaz? Aklıma 1940’ların Varlık Vergisi geliyor. Gayrımüslimlerin altlarından evlerini, dükkanlarını alıp Aşkale’ye sürmüş, yol yapımında amelelik yaptırmışlardı.
***
Bu CHP zihniyeti ile vatandaşlarımızın mülkiyet güvenliği de tehlikededir. Düşünsenize, daha önce herkese açık şekilde iki kez çıkılmış ihalede taliplisi bulunmayan metruk bir bahçenin kira sözleşmesinin yapıldığı gün konu Cumhuriyet gezetesine yetiştirilmiştir. Kira sözleşmesinin yapıldığı gün Cumhuriyet ve İBB’nin CHP İstanbul İl Başkanlığı’nca harekete geçirilmesi, bunun bir kumpas olduğunu göstermektedir.
***
Mesele burada Sayın Altun’u aşmakta, tüm vatandaşların mülkiyet güvenliği noktasına dayanmaktadır. Soru şudur: CHP İl Başkanlığı ve İBB, kendilerine müzahir olmayan kaç kişinin şu anda mal hareketlerini takip etmektedir? Kaç kişinin malına tecavüz etmeyi, onların özel hayatına girmeyi, itibar suikastı yapmayı planlamaktadır?
***
Böyle bir CHP ve böyle bir İBB ile asla güvende değiliz.
