CHP Mersin Milletvekili ve Özgür Özel'e en yakın isimlerden Ali Mahir Başarır, konuk olduğu programda yalakalığın dozunu kaçırıp Cumhurbaşkanı Erdoğan'a rakip olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i işaret edince partiyi karıştırdı ve Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş yandaşlarının hışmına uğradı.
CHP'deki İmamoğlu ile Yavaş yanlıları, Özgür Özel'in de ilk seçimde Kemal Kılıçdaroğlu gibi belediye başkanlarını saf dışı bırakarak kendisini aday ilan edeceğinden endişe duyuyor. Bundan öyle çok korkuyorlar ki, özellikle İmamoğlu'na yakın gazeteciler ve sosyal medya trolleri, sözlerinden dolayı Ali Mahir Başarır'ı birkaç tur linç etmelerine karşın hırslarını alamadılar.
Ali Mahir Başarır, bir çuval inciri berbat etmiş gibi, suçluluk duygusuyla dün gün boyu sağı solu arayarak "şöyle demedim, böyle dedim" diye durumu kurtarmaya çalıştı. Başarır'ın korkusu, İmamoğlu'nun öfkesini üzerine çekerek Özgür Özel'in yanından uzaklaştırılması. Üzüntüsüne ve ettiği sözlerden dolayı yaşadığı pişmanlığa bakılırsa Ali Mahir'inki sadece işgüzarlık.
KILIÇDAROĞLU NEFRET TOPUNA DÖNMÜŞ
Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu'nun da emekli olmaya hiç niyetli olmadığını ve CHP'deki liderlik yarışını devam ettirdiğini gösteren bir gelişme yaşandı. Kılıçdaroğlu, T24 isimli siteye 'konuk yazar' olarak yazı yazmaya başladı. Kılıçdaroğlu yazısında "saray-diktatör" edebiyatını devam ettirdi.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu, 14-28 Mayıs'ta seçimleri kazanma pahasına terör örgütü PKK'ya, FETÖ'ye verdiği sözlerle ne kadar güvenilmez bir siyasetçi olduğunu kanıtlamıştı; seçim sürecinde yaptığı gizli görüşmeleri deşifre olan Kılıçdaroğlu'na bırakın devleti teslim etmeyi, onu devletin kapısından dahi içeri sokmak akıl kârı olmaz.
Kurultayda İmamoğlu ve Özel'e kaybedince kendini iyice kaybetti. Yenilgi böyle bir şey, insanı nefret topuna çevirir. Kılıçdaroğlu'nun bu nefret dili ve saldırganlığı aslında CHP'deki dışlanmışlığıyla bağlantılı. Kılıçdaroğlu Deniz Baykal'ı CHP'den nasıl dışladıysa bugünkü yeni yönetim de kendisini öyle dışlayıp partiden uzaklaştırıyor. Kılıçdaroğlu ne ektiyse onu biçiyor, anlayacağınız.
