Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

03/11/2023

Ölmek de gerekmez mi?

Ben daha bilmezken

Terimi serine verdiğim bir yeriydi dünyanın yaşamak

Kışın kömür kokardı.

Damarlarımı dolduran hayali hatmettim: hürriyet, şeref

Ve kanımdan kurulacak saadet

Sonra ant içtim

Kendi elimle kardığım harçla süslediğim rüya

Bilmezken yeşerttiğim çit

Gündüz gözüyle vuran talana susarak

Yüzlerce yıllık ıstıraba rapdederken zihnimi

6 kollu bir makine ezdi mahalleyi

Rachel öldü, ben kaçtım

Son gördüğüm babamdı, orda kaldı

El yastığına koyduğumdan beri başımı

Cerbezeli bir sürgündür inanmak

Savrulmak kuramların, söylevlerin, reçetelerin arasında

Eksiltilmiş umutların, duaların kenarında

Solum Akdeniz, önümde Ege arkası köşe başı uygarlık

Sırtıma vuran ateş

Bozkırların, çöllerin sıcak yeli beni paklar mı?

Kum fırtınasından sığındığım çadır

Başıma beton damlar aradığım sokakta

Bazen çukurlarda, çokça meydanlarda

Çığlık attım.

Görmüyorum sanırdım, konuşamıyormuşum da

Demek duymakla lanetlendim

Bir başı bozuk masa

Alıştığım kırlent ve sarıldığım ziynet

Kendime kadar kalemimle kalasıca bir kötürüm olarak

Ne sloganlar, öfke ne de natıkları parkların

Oysa vaktidir

Onlarca yıl fazla yaşadık

Artık ölmek de gerekmez mi?

İlya'daydım bir ara

Ömer'e nispetle girdiğim şehir yandı

Calut tutmuş kapıyı, ağladım

Hazırlıksızdım, soyundum kibrimden toprak havalandı

Sağım, solum anlam ve prospektüsü beceriksizliğimin

Avucumda korkularımın küçük elleri

Yürüdüm, yürüdüm ve yine

Yürüdüm

Sonra Meryem'i gördüm;

İsa'nın peyda olduğu masumiyetinden tanıdım

Diğeri var olmak hasreti, yokluk nöbeti...

Gözümü döndüren refah

İmzaladığım her sözleşmeye söverek

Büyüyorum zannıyla sinerek

Seslerin kalabalığına kapılmış kararların berisindeyim

Meydanlarda değil, salonlarda da en gerilerdeyim

Kucaklaştım zamansız bir sanrıyla, ötelerdeyim

Nasıralıydı Meryem

Ben Gazzeliyim.

ÖNDER FURKAN BESLİ

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp