1
TENCERE KAPAĞINI BULMUŞDeniz Zeyrek, 27 Eylül 2023 tarihli Sözcü Gazetesi'ndeki yazısında demiş ki;
"Kemal Bey'in (Kemal Kılıçdaroğlu/hb.) bana bizzat söylediği ile yaptığının aynı olmaması, doğrusunu isterseniz beni şaşırtmadı."
Zeyrek iddiasını, 2019 Yerel Seçimlerinden önce, Kılıçdaroğlu ile kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin görüşmesine dayandırıyor.
Yani; Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir yalancı olduğunu ispatlı ve şahitli olarak ortaya koymuş oluyor...
Gel de bu duruma; tencerenin kapağını bulması gibi, yalancı yalancıyı bulur... deyiverme.
Biz ikisinin de yalancı olduğunu neredeyse üç yıl önce ortaya koymuştuk.
6 Ağustos 2021 tarihli yazımızda şöyle demişiz;
"30 Ekim 2020 İzmir depreminden sonra, deprem sonrası, yaraya şifa olmak için değil de yarayı kaşıyan ve kanatan söylemler ve yazılar üzerine kaleme aldığımız 8.11.200 tarihli 'Deprem Konutu Yapmaktan Daha Önemli' başlıklı yazımızın bir yerinde şöyle demiştik;
Şimdilik doğrudan yalan söyleyenlerin bir kısmını burada zikredeceğim: Kemal Kılıçdaroğlu, Seyit Torun, Selin Sayek Böke, Faik Öztrak, Gürsel Tekin...
Daha sonra Ertuğrul Özkök ve Deniz Zeyrek gibi dolanarak, süsleyerek yalan söyleyenler görebiliriz...
Yazıdan sonra Deniz Zeyrek bizzat arayarak, kendisine yalancı denmesinden büyük üzüntü duyduğunu, yalanla işinin olmadığını vs. söylemişti.
Biz de hem arama zahmetinde bulunduğu için, birazda soyadına istinaden/hürmeten, söz konusu yazıda devam edeceğimizi/edebileceğimizi söylememize rağmen bir daha Deniz Zeyrek adını hiç anmadık.
Ancak; yeni bir afet ile (yangın) baş başa iken Deniz Zeyrek hep yaptığı gibi, yine yalana sarıldı, tıynetini ortaya koydu. (...)
7 ay önceki yazımızda Deniz Zeyrek'in dolaylı yalan söylediğini ifade etmiştik.
Oysa şimdi görülen o ki;
Deniz Zeyrek kaba, proaktif, yıkıcı, yakıcı, taammüden yalan söyleyen biridir..."
Üç yıl sonra da olsa doğrulanmak insanın hoşuna gidiyor...
2
İÇERİDEKİ 'FRANSIZ'LAREminim ki dünyanın hiçbir yerinde bizdeki entel-dantel, sanatçı-manatçı geçinenler kadar kimliksiz, kişiliksiz, vatansız, milletsiz, ilkesiz, kutsalsız bir güruh yoktur.
En son Antalya Filiz Festivalinde olup bitene de bu zaviyeden bakabilirsiniz.
Devletin ayağına çelme takmayı muhaliflik zannediyorlar. Bunu da sanatçı, modern yani Batılı olmak adına yapıyorlar.
Buna bir de 123'ler bildirisini ekleyebilirsiniz...
Onlar batı-batı diye bir yerlerini yırtarken; Batı her fırsatta Doğu, daha da özelde Müslüman karşıtlığını ortaya koymaktan geri kalmıyor.
Azerbaycan'ın kendi topraklarını terörden temizlemek için yaptığı son operasyondan sonra Fransa derhal pozisyon alıyor ve bırakın alay etmeyi, Batılı 'bahçıvan' bakışıyla Doğu'da 'orman'da yaşayanları toptan akılsız sayıyor.
"Fransa, Ermenistan'ın toprak bütünlüğü konusunda çok dikkatli"ymiş...
Keza; ABD Başkanı Biden'da Ermenistan Başbakanı Paşinyan'a bir mesaj iletmiş;
"Amerika Birleşik Devletleri'nin ve yönetiminin Ermenistan'ın egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve demokrasiyi koruyan onurlu ve kalıcı bir bölgesel barış arayışında olan güçlü desteğini..." sürdüreceğini söylemiş.
Bakar mısınız?
Sanki Azerbaycan, kendi toprağını işgalden kurtarmamışta, durup dururken Ermenistan'a saldırmış...
Hal böyleyken, Batı Ermenistan'ı desteklemek adına söylem bazında çıtayı olabildiğince yükseğe koyarken;
Ermenistan'a Fransa 7 milyon yüro;
ABD ise 11 milyon dolar yardım yapma kararı almış...
Bakar mısınız rakamlara, sanki çocuklara jelibon alıyorlar...
Ey entel-danteller, sanatçılar-manatçılar, bu duruma dair söyleyeceğiniz bir şey var mı?