Danışmanı Fatih Keleş orada. İmamoğlu İnşaat şirketinin genel müdürü Tuncay Yılmaz orada. Güvendiği isimler (Özgür Nas, Can Poyraz) orada.

Zaten kendisi de diyor; "Yol arkadaşlarım orada..."

Sonra diyor ki, "beni bu işlere bulaştıramazsınız, Ekrem'e toz değmez, leke sürülmez.., bana elleşmeyin falan filan..."

Ne tozu, ne lekesi.., ekip olarak ordasınız. Ulan tam da işin ortasındaymışsınız?!

Hoş, kime diyoruz?.. Hatırlıyorlar mıdır acaba?..

Eko, işine gelmediği zaman hatırlamıyorum diyor.

Eko'nun has adamı Keleş ifadesinde şöyle diyor; "Parayı bana Turan Taşkın Özer çantalar içerisinde verdi. Olayda herhangi bir dahlim yoktur. Paraların bağış yoluyla mı başka bir yerden mi geldiğini bilmiyorum. Sayarak teslim almadım, nasıl olsa il yönetimi biliyordur diyerek gerek de duymadım..."

Paranın nerden geldiğini bilmiyor.

İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın ne işi vardı mesela.

İmamoğlu'nun müdürü de şöyle ifade vermiş;

"Benim bu paraları neden saydığıma dair verecek bir cevabım yoktur. Neden saydığımı da hatırlamıyorum. Ne kadar para saydığımı hatırlamıyorum."

O da hatırlamıyor!.. Neden orada olduğunu da bilmiyordur. Orada dururken ellerine para balyalarını sıkıştırmışlar, o da (inşaatçı ya) kule yapayım demiştir! Hatırlamıyor neticede...

"O binayı nasıl aldınız?" diye sorsan..,

"Hangi bina?.." derler. Sanırsın CHP il binasının varlığından bile haberleri yok!

"O para nereden geldi?.." diye sorsan..,

"Para nereden mi geldi?.. Bilmiyorum, biz burada seccade zikirmatik neyin dağıtıyorduk dayı!.." derler...

Biraz daha sıkıştırırsan, 'unutmaya' başlarlar!

Ama yazın bir köşeye. 1 Nisan'dan sonra hafızaları yerine gelecek. Her şeyi 'hatırlamaya' başlayacaklar!..

O zaman öğreneceğiz paranın kaynağını, nasıl üleşildiğini, neden orada olduklarını.

Koltuk kavgası da, parakule savaşları da..vesaire de, o zaman başlayacak.

Hatırlatalım dedik!..