Tekrar tekrar dinledik. Hatırlatma babından bir defa daha söyleyelim. Sabırla sonraki satırları okuyun efendim.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde ardı ardına iki deprem.
Etkilenen iller: Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ. (Toplam 11 il)
30-40 bin civarında bina deprem anında yıkıldı. Yaklaşık 300 bin bina ağır hasar sebebiyle kullanılamaz hale geldi.
53 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 107 bin kişi yaralandı.
Bölgedeki 13-14 milyon vatan doğrudan etkilendi. Karakışta yaşanan bir felaket. Yollar havalimanı vesaire tahrip olmuş.
Ekonomiye maliyeti 100 milyar doların üzerinde.
Bu rakamlar böylece uzayıp gidiyor...
İşte bu yüzden sadece Türkiye'den değil, tüm dünyadan bilim insanları 'yüzyılın felaketi' diyor...
Yaklaşık 110 bin kişi 1 yıldır çalışmaya devam ediyor. Bölge dev bir şantiye!.. STK'ların, yardım kuruluşlarının, gönüllülerin sayısı belli değil.
Yıkımın boyutları ortaya çıkınca şöyle demiştim;
"Değil 100 bin, dünyanın her tarafından 1 milyon kişilik arama kurtarma ekibini mümkün olsa da aynı anda havadan indirebilsen bile 24 saat içerisinde depremzedelere ulaşamaz. Onca araç gerecin, ekipmanın, yardım malzemesinin bölgeye intikal etmesi dahi günler alır."
Devlet tüm imkanlarıyla seferber olup yaraları sarmaya çalışıyor. Her depremzedeye dokunmak için tüm gücünü harcıyor. Devlet ve millet el ele olağanüstü bir çaba harcıyor...
Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım. Kimse gidenleri geri getiremez elbette. Peki bu çapta bir felaketin yaraları 1 yılda sarılabilir mi?..
Onca yıkıntı moloz kaldırılıp yerlerine milyon kişinin kalacağı konutların tamamlanması ne kadar sürebilir?..
Hafta sonu Malatya ve Adıyaman'daydık.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın davetiyle gerçekleşen, 10 farklı ülkeden sadece bizim grupta 50'den fazla yabancı gazetecinin yer aldığı ziyaretti. Çok başarılı bir organizasyondu.
Malatya Valisi Ersin Yazıcı ve Adıyaman Valisi Osman Varol'la bir araya geldik. Bölgedeki tüm çalışmaları, projeleri, rakamları tüm detaylarıyla paylaştılar.
Sonrasında şehirlerin içinde yıkılmış binalardan kalan boş alanları, ağır hasarlı terk edilmiş hayalet binaları ve geçici konteyner kentleri, köy evlerini, yapılan kalıcı konutları, inşaat alanlarını vesaireyi gördük.
İki günlük ziyaretin sonunda yabancı basın mensuplarının (kısa sohbetlerden edindiğim) ortak kanaatleri şuydu;
"Bu kadar geniş bir alanda, aynı anda bu kadar çok inşaat, lojistik, mali kaynak aktarma inanılmaz bi'şey. Çok büyük bir başarı..."
Evet işin başındayız, yapacak daha çok iş var. Ne badireler atlattı bu topraklar.
Bu arada İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş'ın paylaşımını da unutmayalım.
"Bahse konu kampanyaların (organize yalan üretim merkezlerinin) ürünü olan 200 kadar yalanı tespit ederek milletimizle paylaştık..."
Acılar henüz yaşanırken enkazın üzerinde tepinerek siyaset yapmaya çalışan, yalan haber üretip yayan sefiller de vardı.
Onları da unutmadık!..
