Seçimlere 2 aydan az bir vakit kaldı.
CHP ile İyi Parti arasındaki kavga büyüyerek devam ediyor.
Birbirlerini suçlayıp duruyorlar. Para aldın para verdin, arkamdan kuyumu kazdın, fitne fücur çıkardın, senin yüzünden kaybettik, sen kimsin, asıl sen kimsin.., ilâ ahiri...
Kavga billboardlara kadar taşındı. Akşener-İmamoğlu Saraçhane şov, abla-kardeş Rabbiyessir, baba-oğul falan hepsi bitti. Özel de arada gümbürtüye gitti. Kavga gürültü şiddetlenerek devam ediyor.
Dün yuvarlak masa kurup Türkiye'yi yöneteceklerdi, bugün birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar...
Hep birlikte Erdoğan'ı indireceklerdi. Başkaca da planları yoktu. Şimdi birbirlerini indirmeye çalışıyorlar...
Hepsi bir yana CHP kendi içinde büyük bir kaos yaşıyor. Parti cadı kazanı gibi kaynıyor.
Seçimlere çeyrek var. Ve şu an CHP'nin başında kim var, belli değil. Herkes kafasına göre takılıyor.
Özgür Özel Bay Kemal'e gidiyor, "beni Eko'dan kurtar" diyor.
Bay Kemal, "hepiniz 'zoomcu'sunuz, yiyin birbirinizi" diyor.
Aysun Bankoğlu anayasa kitapçığı fırlatıyor.., (Pardon başka mevzuydu!..)
Sadece onlar mı?.. CHP'nin gazetecileri Özelciler, Ekremciler ve Bay Kemalciler birbirlerini yiyor. (Oduncular ve terlikçilerin kafası rahat. Onlar için bi'şey fark etmiyor!..)
Aday olamayan isyan ediyor.
Yılmaz Büyükerşen 'kırıldım' diyor.
Tunç Soyer "siyasi nezaketsizlik" diyor.
Battal İlgezdi isyan ediyor. CHP'yi "teröre alan açmakla" suçladığı afişleri ilçedeki billboardlarda yayınlıyor...
Nasıl olsa karşılarında kimse yok. Hangi eş başkan ne diyecek? Kim kızacak, kim ne yapabilir ki?
Hırs var, entrika var, isyan var, rant var.., var oğlu var.
Nasıl genel başkan değiştiriliyor?
Biri kaset kumpası sonucunda koltuğa oturtuluyor, diğeri 'tavşan aday' sıfatıyla...
Normal geleni yok?!
'Eş başkanlar' kavgalı, 'Ex başkan' ise dönmek için aportta bekliyor.
Sadakat yok. İyiliğin kadrini bilmek yok. Rant kapısı kapanınca bağıran çok. CHP için Vefa, sadece İstanbul'da bir semt adı!
Başıboş bir parti oldu CHP.
Biz değil, hâlâ CHP'nin bu ülkeyi yönetebileceğini zannedenler düşünsün...
