Müthiş bir atmosfer vardı yine dün gece Rams Park'ta. Galatasaray taraftarının oluşturduğu tüyler ürpeten bu atmosfer kuşkusuz, iki takım için de motive ediciydi. Zira maçtan önce İngiliz basını sürekli 1993'teki müsabakaya vurgu yaparak, ManU'yu bu atmosfere hazırlamıştı. Ama bu atmosfere hazır olmayan tek kişi bana göre hakemdi. Peşin peşin söyleyeyim İspanyol hakem Jose Maria Sanchez dün İngilizler'in hamisi gibi davrandı. Atmosferden etkilenmediğini göstermek için tercihlerini sürekli rakipten yana kullandı, bütün gri pozisyonlarda onları korudu. Boey'e çıkardığı sarı kart bile ağırdı.

Okan Buruk'a da burada başlangıç kadrosu için bir eleştiri yapmak lazım. Ne olursa olsun stoperde Nelsson'la başlamalı ve Kaan Ayhan'ı Torreira'nın yanına koymalıydı. Ndombele çok etkisiz kaldı. Galatasaray'ın ilk yarıda sol kanadı hiç işlemedi. Zaha ve Angelino ikilisi ne savunmada ne de hücumda beklentileri karşılayamadı. Galatasaray'ın yediği üçüncü golde bu kanattaki sıkıntı çok daha net ortadaydı. Abdülkerim iyi futbolcu. Ama sihirbaz değil. Her yere koşmaktan mahvoldu. Öyle ki bir ara içinde bulunduğu duruma isyan ettiğini gördük, kameralar yakından çektiği için ağzında gevelediği şeylerin hiç de hoş olmadığını keşke Okan Hoca da görseydi. Belki değişiklik yapmak için üçüncü gole yiyene kadar beklemezdi.

Manchester United'in hücum bölgesinde Antony, Fernandes, Garnacho üçlüsünün o kadar etkili olmasında Galatasaray'ın orta sahasındaki aksaklıkların da etkisi olduğunu benim gibi Okan Hoca da görmeliydi. Yapılan değişikliklerden sonra Galatasaray'ın toparlanması ve beraberliği yakalaması zaten ilk kadronun yanlışlığını gösteriyor. Ama bu 'Zararın neresinden dönersen kardır' denecek bir durum değil. Hiç zarar edilmemesi gereken bir konu.

Elbette Onana'nın, yediği hatalı goller dün Galatasaray'ın işine yaradı ama Ten Hag'ın hala bu kötü kaleciyi ısrarla ilk 11'de oynatmasının izahı yok. Kesnilikle Altay daha iyi kaleci ama Türk oyunculara karşı ciddi bir önyargı var. Bu yargıları da EURO 2024'te kıracağız.