Son haftalardaki güzel oyunuyla beşinci sıraya kadar yükselen Kasımpaşa'nın hocası Sami Uğurlu'yu ve bu başarıda büyük payı olan yeni transferleri yapan arkadaşları da tebrik ederim. Kasımpaşa, ligin en güvenli futbol oynayan takımlarından biri. Öyle kolay lokma değil. Buna karşılık Galatasaray'la kapıştığı şampiyonluk düellosunda 2 puan geriye düşmüş Fenerbahçe'nin de zaten kazanmaktan başka çaresi yok. Artık ligin boyu her hafta kısalıyor ve kayıpların telafi si bundan sonra daha da zor olacak. Bu durum elbette hem oyuncular hem de teknik yönetimler üzerinde baskı oluşturuyor. Bunu en iyi yönetenlerin yarışta da avantajlı olacağını düşünüyorum. Fenerbahçe, Kasımpaşa'ya karşı maça etkili başlamış gibi gözükse de daha çok konuk takımın oyun anlayışından kaynaklanan bir durumdu. Zira, Fenerbahçe'nin baskısı Kasımpaşa kalesinde tehlike oluşturmadı. İlk yarı boyunca ne zaman Kasımpaşa hücumdayken top kaybetti ve eksik yakalandı, o ataklarda Fenerbahçe gole daha yakındı. Hele Cengiz'in kale dibinden ayaklarına dolaştırıp, auta attığı bir top var ki inanın bana 100 defa daha denese aynısını yapamaz. Buna karşılık Kasımpaşa'nın ilk yarının özellikle son çeyreğinde çok tehlikeli ataklar geliştirdiğini gördük. İki takım tabelayı değiştirmeden soyunma odasına giderken, ikinci 45 dakika bize sürprizlerle dolu bir oyun olabileceğinin işaretini veriyordu. İkinci yarıda Kasımpaşa'nın öne geçmesi Fenerbahçe için hesapta olmayan bir senaryoydu. Zaten gol bulmakta zorlanan Sarı-Lacivertliler, bir de yenilgiden gelip tabelayı tersine çevirmek zorunda kaldı. Mert Hakan Yandaş'ın harika serbest vuruşuyla Fenerbahçe gole erken cevap verse de geciken galibiyet golü bir panik havası oluşturdu. Hücumda organize olmak yerine, bir an önce gol bulmak amacıyla gereksiz şut atmalar ve olgunlaşmamış ataklarla gol bulma girişimleri gördük. 89'uncu dakikada Fenerbahçe kendi evinde sadece 3 isabetli şut atabilmişti. Sonrası biraz da zorlama bir penaltı kararıyla gelen galibiyet ancak görüntü çok iyimser değil.