Top
Engin Verel

Engin Verel

engin.verel@aksam.com.tr

22/09/2016

POLEMİĞİN ALAFRANGASI

*** 
Biz hep soruyoruz, “Neden Batılı gibi olamıyoruz?” diye. Teknik direktörleri, futbolcuları, yardımcılarını, sportif direktörleri, fizyoterapistleri, altyapı hocalarını hatta hakem hocalarını bile büyük paralarla ülkemize getiriyoruz. Bir getiremediğimiz kulüp başkanI ve idarecileri. Şimdi yukarıda okuduğunuz dört olayı bir analiz edelim. Biri Arjantinli Simeone’nin Türk futbolcusu hakkındaki görüşleri. Diğeri de İspanyol Pep Guardiola’nın İngiltere’deki kulübe sahip çıkışı ve futbolcu ile menajerin üzerinde koyduğu ağırlık, kibar bir şekildeki baskısı. 
Bir Türk başkan ile daha düne kadar yere göğe sığdıramadığımız Eto’o’nun ilişkileri. Ve sonunda Türkiye’nin iki tane bir numarası, biri teknik adam olarak Fatih Terim, diğeri futbolcu olarak Arda Turan ve neyi paylaşamadıklarını bir türlü anlayamadığımız, karşılıklı haklılığını ortaya çıkarmak için şifreli beyanatları ve yaklaşımları. İşte Türk futbolu ile Batı futbolu arasındaki farkın en güzel göstergeleri. Sistemin kendi yarattığı yanlışlar değil, sistemin içindeki insanların egoları, yaşam biçimleri ve mantelaliteleri. İşte bunlar birbirinden farklı olursa ister istemez Batı ve Türk futbolu arasındaki polemikler bu tür örneklerle ortaya çıkıyor.

BİR ARJANTİNLİ 

Diego Simeone'ye düzenlediği basın toplantısında yöneltilen sorulardan biri de eski takımına karşı forma giyecek Arda Turan olmuş. Arda'nın "Atletico benden sonra hiçbir kupa kazanamadı" şeklinde kullandığı sözün bir gazeteci tarafından hatırlatılması üzerine herhangi bir polemiğe girmekten kaçınan Simeone, "Arda'yı buradaki son gününe kadar bize bıraktığı olağanüstü anılarla hatırlıyoruz" cevabını vermiş. 

BİR İSPANYOL 

Pep Guardiola, Yaya Toure’nin menajeri Dimitri Seluk basına yaptığı son açıklamalar nedeniyle özür dilemediği taktirde bir daha Manchester City forması giyemeyeceğini söylemiş: “Eğer beni seviyorsa bunu gösterir ve medya önünde özür diler. Ben futbol oynarken o zamanlarda menajerimin çıkıp Johan Cruyff hakkında ileri geri konuşmasını hayal bile edemiyorum. Belki artık yeniçağdayız. Her şey değişiyor. Ama ben eski kafalı bir adamım. Eğer Seluk çıkıp özür dilemezse Yaya Toure bir daha Manchester City formasını giyemeyecek.” 

BİR KAMERUNLU 

Eto’o sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Bilemiyorum belki de bazıları siyahi olduğum için saygı duymuyorlardır. Ama ben bu oyuna gelerek bulunduğum seviyeden inmeyeceğim” ifadelerinde bulunmuştu. Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk de kendisini hedef alan paylaşımından dolayı Eto’o’yu süresiz olarak kadro dışı bıraktı. 

İKİ DE TÜRK 

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in Arda ve arkadaşları hakkındaki “Milli Takım’ın kapısı kendini bu formayı taşıma şerefine hazır ve istekli olan saha içinde ve saha dışında Milli Takım oyuncusuna yakışır davranmayı yol edinmiş takımın parçası olmaya hazır olan her oyuncuya açıktır” diye şifreli açıklamalarından sonra Arda Turan da bir özel röportaj yaptı. Arda hem kendini hem de kadroya alınmayan arkadaşlarını gündeme getirerek, “Bir tartışma, bir sıkıntı bir çözüm aranacak bir olay varsa, bizim bildiğimiz benim sokakta öğrendiğim, gelelim yüz yüze bel üstü direkt” sözleriyle haklılıklarını beyan ederken hocasına da eleştiri oklarını çekinmeden gönderdi. 

BEN BU FİLMİ SEYRETMİŞTİM!..

Kaybedeceği bir şeyi olmayan bireyler, idare edilmesi ve kendisi ile zor anlaşılabilen kişilerdir. Konuya bu yoldan çıkarsak, Advocaat birçok F.Bahçeli futbolcuyu eleştirirken, bu camiaya yakışacak kalitede olmadıklarını söyledi ve "Nasıl transfer edilirler" diyerek bu futbolcuları alanları da eleştirmiş oldu. Şimdi gördüğüm kadarıyla söylediklerinde pek haksız değil. Ve arkasından “Ben konuşmayacaksam burada ne işim var çekip giderim” demesiyle egosunun ne denli yüksek olduğunu gösterdi. Tıpkı patronu gibi. Şimdi aklıma Daum’lu F.Bahçe günleri geldi. Daum, Almanya’da ya da İstanbul’da Yıldırım’ın beğenmediği konuşmalar sonrası basın önüne geçer, “Ben bunları söylemek istememiştim, yanlış anlaşıldım” derdi. Daum basına konuşurdu, Aziz Yıldırım fırçalardı. Acaba önümüzdeki günlerde geçmişteki filmleri tekrar mı izleyeceğiz?

Babanı dinle Ozan

Bu konuyu epey zamandır biliyordum ancak Ozan’ın biraz toparlanıp öz güveninin gelmesini bekledim. Nitekim son haftadaki performansı üst düzeye çıkmış, attığı golle yavaş yavaş kendine güvenini bulmaya başlamış. Ve maçtan öncesi günlerini akşam yatılı olarak Samandıra Tesisleri’nde geçirmişti. 
Sevgili Ozan'ın ve F.Bahçeli idarecilerin bu yazdıklarımı dikkatle okumalarını arzu ederim. Çünkü bu hem Ozan için hem de Ozan’ın F.Bahçe’ye bulanacağı büyük katkılardan dolayı kulübü bağlayacak bir konudur. Ozan, Beykoz’un ünlü villalarına anne ve babasını taşımış. Ancak ailesiyle o evde profesyonelce bir aile ortamında yaşayacağı yerde Ataşehir’de tek başına (!) yaşaması, kendine ve camiaya vereceği randımanın aşağı çekilmesiyle yarınlarda üzüntülü günler yaşayabilir. Ama üzüntüyü bugün yaşayan ise ailesi. Babasının Beykoz’daki villa çevresinde oturan spor camiasındaki Ozan’ın büyüklerine “Ozan’a söyleyin. Bizi buraya getirdi. Kendisi bizle oturmuyor. Ataşehir’de oturacağına bizle otursun” diye dert yandığı kulağıma geldi. Evet, sevgili Ozan! Bu takımda sadece yıldız değil, takım kaptanı olarak yıllarca futbol oynayıp tarihe geçeceğin bu yeteneğini Ataşehir’deki evde tek başına (!) yaşayıp yok edeceğine Beykoz’da ailenle birlikte yarınların kaptanı, Büyük Ozan’ı olarak yelkenini açık denizlere aç.

Transferleri kimin yaptığı!

Mahmut Uslu, “Biz aslında Fernandao’yu satıp Eren Derdiyok’u almak istemiştik. Ama Aziz Yıldırım’ı geç ikna ettim, G.Saray aldı” dedi. İşte bu sözlerden bir gün sonra da böyle bir şey söylemediğini vurguladı. Benim de ister istemez aklıma “Bu transferleri teknik adamlar mı yoksa yöneticiler mi yapıyor?” sorusu geldi. Ama şimdi anladım ki F.Bahçe’de transferleri bir kişi yapıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları