Öncelikle İsmail Hoca'yı maçın sonucundan bağımsız olarak tebrik ediyorum. Zira ligde hararetli bir şampiyonluk yarışı devam ederken, UEFA Konferans Ligi'ne tam kadro çıkma duyarlılığı, Fenerbahçe'nin bu konudaki misyonunu ne kadar önemsediğini gösteriyor. Belçika takımı Union öyle kolay lokma değil. Zaten bu tura kadar gelmiş olmaları, çok ciddiye alınmaları gerektiğinin belgesi. Biz çok tanımasak da Avrupa'da yaptıkları işlerle, çetin ceviz olduklarını göstermişler. Bana göre Dzeko'nun yerine forvette Batshuayi'nin yer alması da Fenerbahçe için bir rotasyon değil, gereklilikti. Daha önce de Dzeko'nun yerine Belçikalı golcünün denenmesi gerektiğini söylemiştim. Bunu Batshuayi gol attığı için söylemiyorum. Dzeko'nun sezon başına göre bir konsantrasyon kaybı yaşadığı, belki de yaşından dolayı yorgun olduğu gerçeğini değerlendirmek lazım. Fenerbahçe Union'a karşı ilk yarıda özellikle kanatları çok iyi kullandı. Ancak son hamlelerde çok başarılı değillerdi. Özellikle Cengiz'in ortaları yerini bulmadı. Yoksa ilk yarıda Fenerbahçe daha farklı bir skorla soyunma odasına gidebilirdi. İlk golde büyük payı bulunan Çağlar'ın sakatlanması da kuşkusuz Fenerbahçe için büyük kayıp. Umarım ciddi bir sıkıntısı yoktur. Zira her hafta formunu yükselten Çağlar'ın hem ligdeki yerli rotasyonunda Fenerbahçe için hem de Euro 2024'te Milli Takım için büyük önemi var. Tabii bir de smail Yüksek'ten bahsetmek lazım. Gerçekten dün çok 'Yüksek' düzeyde bir mücadele ortaya koydu. Fenerbahçe'nin orta sahasındaki azmiydi, inadıydı, inancıydı, enerjisiydi... Zaman zaman yaptığı kayarak müdahalelerde biraz daha dikkatli olmalı ama. Onun da Milli Takım'a verdiği pozitif mesaj önemliydi. Belçika'daki güzel gecenin kapanışını yapan Oosterwolde'ye de yürekten bir alkış gönderelim. Harika bir maç çıkardı, golde de hem süratini hem tekniğini konuşturdu. Tadic pastaya çileği koydu. En özel ve güzel alkış da takıma... Tebrikler.
