"Akşam Gazetesi'nin doğum tarihi 20 Eylül 2018, benimki 15 Eylül 1956. İkimiz de 'Başak' burcuyuz. 98 yıldır dimdik duran bu aileye katılmaktan mutluyum."

"...Öyle ki tarlasını baştan aşağı sıra sıra süsleyen ve her zaman dimdik duran başaklar kadar yalındı hayat. Esen rüzgârın kuvvetine biraz da olsa boyun eğen ama asla yere düşmeyen başaklar gibi ne kadar yıpransa da, ne kadar yorulsa da tanelerini koruyan zarları vardı ve sonsuza kadar koruyup kollayacağı.
Böyleydi aslında anılar. Sevgileri, mutlulukları, sevinçleri ve özlemleri içinde öylesi bir düzenle saklar ve zaman zaman insanın zihnine üfleyiverir, geçmiş zamanın hatıralarına kazandırdığı sınırsız hisleri beklerken yapayalnız kalan ruhları da tamir ederdi…"
Başarılı genç yazarlardan Belinda KURAN'ın "Gökyüzü Sağır Sesim Dilsiz" kitabından bir pasajla başlamak istedim. Akşam Gazetesi'nin siz değerli okuyucuları için yazacağım satırlara… "Başak"lardan yola çıkarak anlatmak istedim Akşam Ailesi'ni aslında.
Başak tarlasına baktığınızda, başakların içlerinin dolu dolu olduğunu, dimdik ve naif bir tavrı olduğunu görürsünüz. Her rüzgarın şiddetine göre bir oraya bir buraya savrulurlar, oysa her biri sığ bir açıklık içinde dans eder gibi durur. Sessiz bir perdede dalgalanıp duran başaklardır onlar… Sizlere Akşam'ı tarif ederken onun başak tarlaları içindeki en güzel başaklardan biri olduğunu söyleyebilirim.
Benim için bir hayat desturu vardır, o da; Kanuni Sultan Süleyman’ın kazandığı Mohaç zaferinden sonra kibir duygusuyla ilgili söylediği sözleridir… Ne demişti Kanuni Sultan Süleyman, "Vicdanın senin kıblendir Süleyman, kaybetme." 
İşte vicdan aslında hayatımız boyunca bizleri özetleyen tek olgudur. İnsanlar çok başarılı, çok zengin, ulaşılması güç gibi görünen varlıklar olabilirler. Ama unutmamalıyız destur edindiğimiz her duygu, her olgu, her kavram bizi biz yapan ögedir.
Hayat bir nefes diyebiliriz…
İçimizde çektiğimiz bir nefes! Kocaman bir koza içinde oradan oraya savrulan ve o hayattan bir nefes daha içine çekmeye çalışan canlılarız aslında. Neyi nasıl yaptığımız değil, arkamızda bıraktığımız samimiyet olgusu bizi biz yapandır. İyi insan olmak, ahlaklı olmak, düzgün bir karaktere sahip olmak beden aldığımız günden itibaren bize ailemiz, öğretmenlerimiz tarafından öğretilen ögelerdir. 
Ama asıl kişiliğimizi besleyen ve bizi belirleyen öge vicdanımızın sesine kulak verip, iyi bir kalbe sahip olmaktır. Benden aldığın günden son gününe kadar insanların seni yaptığın iyiliklerle hatırlamasına eşittir. Önemli olan aslında samimiyettir.
Çünkü hayat nefes dediğimiz gibi sessiz bir perdedir de…
Biliyor musunuz? Akşam ile benim ortak bir noktamız var. Akşam Gazetesi 20 Eylül 1918'de Babıâl-i Ebussuud Caddesinde ben ise 15 Eylül 1956'da Samatya'da doğduk. Ortak noktamız ise ikimizin de BAŞAK (burcu) olşumuz… Ve ben 98 yıldır bu büyük tarlada dimdik duran "BAŞAK"lardan oluşan Akşam Ailesi'ne katılmaktan dolayı gururluyum.