Grubumuzdaki en güçlü takım olan Hırvatistan ile sahasında seyircisiz oynamamız bizim için büyük bir avantaj, rakip içinse dezavantajdı. Bizler seyircisiz olarak bu maçı izlerken ne kadar zevk almıyorsak, tahminim sahadaki futbolcular da en az bizim kadar oynanan futboldan zevk almamışlardır.
Fatih Terim, kadroya aldıkları ve almadıkları hakkındaki yapmış olduğu basın toplantısı sonrası dün akşam hiç kimsenin beklemediği genç bir kadroyu sahaya sürmüş ve bütün rizikoları üstüne alarak rakibine karşı futbolcuları bilinen konu üzerinden iyi motive etmişti.
Oyunun ilk 10 dakikasında Emre Morun girmiş olduğu 1-2 pozisyonda şans faktörü bizim yanımızda olsa belki de o dakikalarda rakibi Mor'artan adam Emre evladımız olacaktı. Ancak bu dakikadan sonra İtalya, İspanya karışımı futbol anlayışındaki orta saha ve forvetin dünya yıldızlarıyla rakibimiz oyuna ağırlığını koymuş ve Mandzukic, Pjaca 2 kez ve Perisic'in şutları direkten dönerken sevinen taraf biz, şaşıran taraf ise Hırvatistan teknik heyeti oluyordu.
Defansın sağ ve sol kanadındaki Şener ve İsmail, Pjaca ve Perisici marke ederken, orta alanda başta Okay olmak üzere Kaan'la birlikte iyi kapanmasına rağmen rakibe alan savunması yapıp pozisyon veren bu gençler belki de 45 dakika içinde futbol hayatlarının en şanslı dakikalarını yaşamışlardı.
Genç Emre'nin süratli ve istekli futboluna Cenk'in ileride tek adam kalmasına rağmen mücadelesi rakibi fazla zorlamasa da Hakan Çalhanoğlu, Kaan Ayhan ve bilhassa Okay Yokuşlu'nun yarınlarda Milli Takı'ı düz yola taşıyacaklarının sinyallerini bize verdi.
Başta kaleci Volkanın inanılmaz kurtarışlarının yanı sıra defansta Mehmet ve Şenerin muhteşem futbolunu ayakta alkışladık.
Unutmayalım ki bizim gençlerimizin maddi ve manevi değerlerini 4le çarpan ve dünya yıldızlarıyla dolu bir ekiple oynadılar. Oyuncularımızın son 15 dakika hariç hiç de rakipten aşağıya kalan bir yanları yoktu. O dakikalarda da ev sahibi ve favori olmanın psikolojik üstünlüğü Hırvat kefesinde biraz daha ağır bassa da iyi niyetle çalışıp 1 puanla gruba başladık.
Maksimir Stadı'nın direkleri değişim için bu yola çıkan Fatih Terim'in en büyük yardımcısıydı. Hırvatların direkten dönen 4 şutunu ister şans, ister inancın eseri olarak yorumlayın, futbolda tabelaya bakılır. Hırvatistan'da puan hanesine 1 rakamını yazdırmak çok önemliydi.
