Evet, kabul etmek lazım ki, Türkiye'deki Suriyeliler ve ülkemize kaçak giren düzensiz göçmenler ciddi bir sıkıntı. Aynı zamanda da belli çevrelerin kullandığı önemli bir istismar kaynağı! Türkiye'de varlığını bu konu üzerine inşa eden siyasi yapılar bile var.
Bu ülkede belli bir odak, sabah akşam bu konu üzerinde çalışıyor. Her gün yeni bir düzmece haber hazırlıyor, sürekli olarak düşmanlık ve istismar siyaseti üzerinden prim devşirmeye çalışıyor...
Suriyeliler farklı bir konu ve statüleri belli. Savaştan kaçıp Türkiye'ye sığındılar. Birleşmiş Milletler düzenlemeleri ve insani sebeplerden dolayı ülkemizde misafirler.
Vatandaşlık almadılar, zamanı geldiğinde de gidecekler. Zaten, Suriye'de sınırımızın hemen dibinde onlar için hazırladığımız zemin sebebiyle ülkesine dönenlerin sayısı da hayli fazla.
Diğerleri ile ilgili de ciddi bir çalışma sürdürülüyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıkladı:
"1 Haziran'dan 22 Eylül'e kadar 42 bin 875 düzensiz göçmeni deport ettik."
Halen sınır dışı edilmek için bekleyen ve işlemleri sürenler var. Bu arada, Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını gören 105 binden fazla insan da kendi imkânları ile uçaklara binip ülkemizi terk etti.
Bakan Yerlikaya'ya bakılırsa, çember daha da daraltılacak. Dört ile daha Mobil Göç Noktaları yerleştirilecek. Artık futbol müsabakaları dahil, pek çok yerde kimlik kontrolü yapılacak.
***Konu o kadar karmaşık ki...
Bir yanda istismarcılar, diğer yanda ülke gerçekleri var. Türkiye'de tarım ve hayvancılık gibi sektörler, ülkemize gelen düzensiz göçmenler ve Suriyeli sığınmacılar üzerinden yürüyor. Özellikle hayvancılık sektöründe eleman bulunamıyor, faaliyetlerin büyük bölümü Afganistan'dan gelen Özbekler eliyle gerçekleşiyor. Hatta zaman zaman deport işlemleri sırasında üreticiden sert tepkiler yükseliyor.
Suriyeliler de aynı durumda. Konuyla ilgili bakanlarla konuştuğumuzda genellikle üzerinde birleştikleri nokta aynı: Tamamı bazı sanayi kollarının Suriyeli çalışanlara mecbur olduğundan bahsediyor. Aslında 1970'li yılların Almanya'sı ile benzer durumdayız. Onlar da pek çok sanayi tesisini Türkiye'den aldıkları işçilerle ayakta tuttular. Türk işçileri, Alman kalkınma hamlesinde önemli bir basamak olarak kullandılar.
İşte o yüzden çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıyayız. Sıkıntıları azaltıp, onların iş gücüne ve ülkenin gelişmesine katkılarından yararlanmak durumundayız.
***Karşı karşıya kaldığımız en büyük sıkıntı istismar! Belli çevreler konuyu kaşıyıp yara haline getirmeye ve bunun üzerinden nemalanmaya çalışıyorlar. Özellikle Arap düşmanlığını artırıp, Türk turizmine, bölgenin eğitim merkezi olmamıza ve ülke çıkarlarına darbe vurmaya uğraşıyorlar. Garip, sahte, anlaşılmaz "milliyetçilik" nutukları ile aslında milli çıkarlarımızı darbeliyorlar. Bu konuda ülke dışından onlara destek veren paydaşları da var.
Özellikle sosyal medyada her gün yeni bir operasyon yapmaya çalışıyorlar.
O yüzden İçişleri Bakanlığı'nın çalışması önemli. Üzülecekler ama istismarcılar ellerindeki malzemelerin büyük bölümünü kaybedecekler.