Zaman daralıyor, Türkiye seçime gidiyor. Neredeyse şunun şurasında bir ay kadar zaman kaldı.

Kamuoyu araştırmaları yapılıyor. Şehir şehir kimin kazanacağı, neler olacağı ölçülmeye çalışılıyor. Ama ben genel olarak bakmak istiyorum. Neler olacağını da anlatayım:

Olan bitenler seçmene iyi anlatılırsa, her şey ortaya net olarak dökülürse iyi olacak. Aksi takdirde Türkiye genelinde her şey çok sıkıntılı ve berbat bir hale gelecek.

Artık sır değil. CHP ile DEM Parti anlaştı. Adını da "Kent uzlaşısı" koydular. Önemli ve kritik pek çok şehirde birlikte hareket edecekler. Bunun da bir bedeli olacak elbette. Karşılıklı tavizler verilecek. Onların neler olacağı da aslında seçim sonrası ortaya çıkacak.

Doğal olarak PKK ve KCK da devreye girecek ki, daha şimdiden girdiler. Kandil'den ve açıktan talimatlar gönderiyorlar. Bunun sonucunda da örtülü bir şekilde büyük şehirlere taşınacaklar.

Var mı tersini söyleyen ve iddia eden?..

Yok, olamaz da, işin ve pazarlığın tabiatına aykırı olur. Ben burada yazmıyorum, varın o zaman Türkiye genelinde neler olacağını ve neler yaşanacağını siz düşünün!

Tabii bu arada bir önceki seçimde olduğu gibi, algı oyunları ve illüzyon gösterileri yapılacak. Halka vaat ettiklerini gerçekleştiremeyen, hatta kimse görmesin diye silenler, yeni oyunlar ve numaralar sergileyecek. Sallayacaklar sallayabildikleri kadar...

Yetmeyecek, üzerine bir de karşı tarafı karalama kampanyası eklenecek, ayrıca düşmanlık tohumları serpilecek.

Olmadı mı, daha önce yaşamadık mı biz bunları?

Ellerinde bulunan belediyelerde yolsuzluk operasyonları eksik olmayanlar, tutuklanıp yargılananlar, yine kendi adamlarını parlatmaya çalışacak. "Ne iş yaptılar, şehre bir tek çivi mi çaktılar?" diyenlere, "Hiç olmazsa çalmadılar" tekerlemesini tekrarlayıp duracak...

Zaten bugün de sosyal medyada yapıyorlar bunları.

Algı, reklam ve aldatmacalarla yine sonuç almaya çalışacaklar.

Kendi aralarında kavga var, rakiplere galebe çalmak için finansman lazım. Hatırlatırım, CHP Kurultayı'nda Kemal Kılıçdaroğlu'nun nasıl alaşağı edilip gönderildiğini! Ben demedim, kendileri açıkladılar.

Üstelik kavga alevlenerek devam ediyor...

Özgür Özel mi, yoksa Ekrem İmamoğlu mu? Zor olsa da acaba yeniden Kemal Kılıçdaroğlu mu? Belediye başkan adayları zaten bu sorular çerçevesinde belirleniyor. Bakın bunu da ben söylemiyorum. Deve dişi gibi isimler açıklıyorlar. Kimi sessiz bir şekilde köşesine çekiliyor, kimi ortak deklarasyon yayınlıyor, kimi de gürültülü bir şekilde istifa ediyor.

İşte seçmen bu manzara karşısında da tutumunu belirleyecek: Kavgalı isimlerden birinin öne çıkması için mi tavır ortaya koyacak? CHP'deki bu kavgayı mı finanse edecek, yoksa belediye kaynaklarının yatırımlara ve refaha aktarılması için mi oy kullanacak?

"Neler olacak" sorusunun cevabını işte bunlar belirleyecek. Kendi gelecek ve refahına yine seçmen karar verecek. Sandıkta oyunu kullanırken, gelecekteki tabloyu da şekillendirecek.

Nasıl ve ne şekilde istiyorsa öyle yaşayacak!

Neyi tercih ediyor, kendisini hangisine layık görüyorsa onunla karşılaşacak!