Top
16/08/2013

Türkiye dikkat!

Gezi olayları sırasında hep birlikte yaşadık ve gördük ki, sosyal medya son derece önemli. O günlerde akıllara durgunluk veren bir yoğunluk yaşandı. Birbirini kovalayan twitler ve mesajlar, olayların yönlendirilmesinde önemli rol oynadı.  New York Üniversitesi’nin yaptığı araştırma ortada: Bütün Arap Baharı boyunca Mısır’da 1,8 milyon twit atıldı. Gezi Olayları sırasında ise Türkiye’de sadece 24 saat içindeki twit trafiği 2 milyonu buldu. Bunların yüzde 80’i Türkçeydi, yüzde 20’si de yabancı dillerde.  Elde edilen verilerden, bu olaylar sırasında Amerika’daki bir kredi kartıyla Türkiye’de 600 pizza siparişi verildiğini, bunların da Gezi eylemcilerine dağıtıldığını hepimiz biliyoruz.  Bütün bunlar, artık sınırların pek de önemli olmadığını Washington, Londra ya da Ankara’dan dünyanın herhangi bir yerindeki olayların rahatlıkla yönlendirebileceğini gösterdi!  *** Artık, yazılımlar silah kadar etkili!..  ABD “Siber saldırıları, ülkeye yönelik silahlı bir saldırı olarak değerlendireceğiz” açıklamasını durup dururken yapmadı. Önümüzdeki süreçlerde yazılımların bütün dünya üzerinde son derece etkili olacağı görülüyor!  Örnekleri ortada...  Bundan iki yıl kadar önce, İran’ın nükleer santralı, yazılımla çökertildi. Uzaktan yapılan bir müdahaleyle tribün çatlatıldı.  Bitmedi, başkaları da var: Yerden yapılan müdahaleyle yolcu uçağı idare edildi. Yine uzaktan kumanda edilerek bir geminin rotası değiştirildi.  Vesaire, vesaire…  Biraz daha geçmişe gidersek, İngiltere ile Arjantin arasındaki Fakland Savaşı’nın sonucunu “yazılım” belirledi. Arjantin, Fransız yapımı Exocet Füzesi kullanarak İngilizlerin bir gemisini batırdı, bir başka gemiyi de yaraladı.  İngilizler hemen Fransızların kapısını çaldılar. Baskı yapıp, yazılım kodlarını istediler. Kodların çözülmesiyle birlikte o füzeler kullanılamaz hale geldi.  Biz de yıllardır, muhtemel bir savaş anında F-16’ları kullanıp kullanamayacağımızı tartışıyoruz. Çünkü yazılımlar ABD’nin elinde.  İşte “yazılım” bu kadar önemli!  *** Dünyada büyük yazılım firmaları var. Binlerce insan çalıştırıyorlar. İçlerinde 5-6 bin kişilik eleman ordusu, yüzlerce sosyal bilimci ve etimolog istihdam edenler bile bulunuyor. İstihbarat örgütleriyle iç içe faaliyet gösteriyorlar. Dünyanın herhangi bir yerindeki sosyal olaya anında müdahale edebilecek güce sahipler.  Hem açık hem de gizli bilgilere anında ulaşabiliyorlar.  İlginçtir, bu firmalar genellikle geçmişte imparatorluk kurmuş, sömürge kültürüne sahip ülkelerde yoğunlaşıyor. Almanya, İngiltere, Amerika, İsrail, Çin ve Rusya’da “siber ordular” var.  Hindistan da yazılım konusunda son derece ileri bir ülke. Ancak Hindistan’ın bu tür taraklarda bezi yok. Sırf Hindistan örneği bile kimin dünya üzerinde ne tür amaçlar beslediğini açıkça gösteriyor!  Bu firmaların ne yapabileceklerine gelince…  Kritik tesislerin çalışmasını kilitleyebilirler.  Enerji santrallarını çalışamaz hale getirebilirler.  Borsayı tıkayabilirler.  Hedef aldıkları su dağıtım şebekesini çökertebilirler.  En önemlisi de ellerindeki imkanı kullanıp sosyal olayları yönlendirerek, halkı sokaklara dökebilir, büyük olaylar çıkarabilirler.  Yani, uçak veya füze kullanmadan, bir ülkeyi işgal etmeden bütün kritik tesisleri vurabilirler.  İşte, dünya bugün böyle bir noktaya gelmiş durumda. Siber güvenlik, bütün ülkeler için olduğu gibi, Türkiye için bir milli güvenlik meselesi!  Sözün kısası, dünden bugüne değişen bir şey yok. Yine dünya üzerinde kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. Sadece kullanılan silahlar değişti.  Bizim de kendimizi bu yeni duruma hazırlamamız gerekiyor!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları