Top
10/07/2015

Bir HDP’li vekil portresi

Adı, Ferhat Encü… HDP listesinden Şırnak Milletvekili seçildi, Parlamento’ya girdi. Aslen “Roboski” dediği Gülyazı Köyü’nden.

Bundan sonra adını çok duyacaksınız… Çünkü Ferhat Encü, kaçakçılığı meşru bir faaliyet olarak görüyor. Bunu da her yerde açık açık söylüyor. Twitler atıyor… Mesela, sınırda gidip gelen katırlarının resimlerini çekip paylaşıyor: “Roboskililer yine düşer yollara, kaçak ekmekleri için.” Hiçbir şey yapamasa mevcut kanuni düzenlemelere ve otoriteye kafa tutuyor: “Elektrik gelse, bir kaçak çay demlesem. Çay Kur Genel Müdürlüğü’ne inat.” Zaman zaman televizyonlara çıkıyor. Jandarmaya veryansın ediyor. Kaçakçıları allayıp pullayıp, ekmek parası peşinde koşan masum insanlar olarak göstermeye çalışıyor. Yurtdışında benzer konuşmalar yapıyor. Milletvekili seçilip Parlamento’ya girdikten sonra Hürriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamada ise “hesap sormaktan” bahsediyor: “Ailemin ve benim okul masrafını kardeşim Serhat Encü karşılıyordu. O nedenle kaçağa gidiyordu. Eğer ben o sırada üniversitede olmasaydım, muhtemelen ben de orada olabilirdim.” Ferhat Ercü, milletvekili seçildikten sonra icraata da başlamış durumda. Yanlış anlaşılmasın, Ankara’da değil kaçakçılık bölgesinde. Çünkü terör örgütü, sınır bölgesinde güvenlik güçlerince alınan tedbirlerin kaldırılmasını istiyor. Oturma eylemleri yaptırıyor, halkı jandarmaya karşı tahrik ediyor. En önde de Ferhat Encü var… Meşru bir hak peşinde koşar gibi askerle itişip kakışıyor. Yanında götürdüğü malum gazetelerin muhabirlerine şov yapıyor. ? ? ? Her zaman söylüyorum. Türkiye gerçekten çok ilginç bir ülke! Dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir rezalet yaşansa yer yerinden oynar. Vatandaş sokaklara dökülür, sivil toplum örgütleri ayağa kalkar. Bizde destek verenler bile var… Dikkat edin, kaçakçılık faaliyeti söz konusu. Ne giriyor oradan Türkiye’ye biliyor musunuz? Ferhat Encü’nün dediği gibi sadece kaçak sigara ya da mazot değil. Kayıtlar ortada, 2006-2007 yıllarında Gülyazı’ya 700 metre uzaklıktaki Ortasu’da 130 kilogram eroin yakalandı. Ayrıca, orası Türkiye’ye giren C-4 patlayıcılarının da geçiş alanı. Bir başka ifadeyle… O kaçakçılık faaliyeti ile gelen uyuşturucu, bu ülkenin gençlerini zehirliyor. Çocuklarımız, yaşarken öldürülmeye çalışılıyor. Ya da insanımız direk hedef alınıyor. C-4’ler patlatılarak, ocaklar söndürülüyor; kollar, bacaklar koparılıyor. Pek çok masum insan ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm ediliyor. Ve bizim ülkemizde şuurunu yitirmişçesine bu faaliyete destek verenler var! Ayrıca, “ekmek parası” gibi söylemler de tamamen hikâye. Kaçakçılık, sınıra sıfır noktasındaki Ortabağ, Ortasu, Gülyazı, Yekmal, Andaç ve Çığlı gibi 80 kilometrelik alana yayılan birinci derece askeri yasak bölgede ballı bir sektör. Bu alanda sadece bir aylık kaçakçılığın mali boyutu 80 ila 100 milyon dolar civarında. Bu paranın yüzde 10’u da PKK’ya “vergi” olarak gidiyor. Zaten organizasyon örgütün kamplarında yapılıyor. O bölgedeki bir katır, batıdaki bir TIR’ın sağladığı geliri sağlıyor. En az kaçağa giden bir ailenin aylık geliri 50 ila 60 milyon lira arasında. Durumun ne olduğunu anlamak için bölgeye gidip bakmak yeterli. Evlerin önünde çoğumuzun sahip olmayı hayal bile edemeyeceğimiz son model araçlar ve herkesin elinde en pahallı cep telefonları var. Geçimlerini kaçaktan sağlayanlar, her sıkıştıklarında devleti tehdit ediyorlar: -Köyümüzü terk eder, BM kamplarına gider, Türkiye’yi rezil ederiz. Buna rağmen, asla bir milim yerlerinden oynamıyorlar. Çünkü böylesine ballı geliri dünyanın başka bir yerinde bulmaları mümkün değil. O mümbit topraklarda sadece yonca ekiyorlar. Başkaca bir tarım faaliyeti yapmıyor, yapmamakta direniyorlar. Çünkü kaçağa gittikleri katırlar yonca ile besleniyor. Yıllardır bir istismar politikasıdır devam edip gidiyor… İşte, paralel yapı adına hareket eden yayın organlarının da destek verdiği HDP’li Ferhat Encü’nün eylemlerinin arkasında böylesine acı ve korkunç bir gerçek var! Belli çevreleri istisna ederek, bilmeyenler bilsin istedim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları