Top
07/08/2013

Türkiye’de tehlike çanları

Farkında mısınız bilmiyorum, ama Türkiye son derece ciddi bir tehlike ile karşı karşıya. Bu tehlike, özellikle genç nüfusumuzu tehdit ediyor.  Zaman zaman askeri birliklerde anketler yapılıyor. Gençlere, geçmişte uyuşturucu kullanıp kullanmadıkları soruluyor. Şimdi sıkı durun, ortaya çıkan tablo herkesin tüylerini diken diken edecek cinsten. Bazı birliklerde “evet kullandım” diyenlerin sayısı yüzde 10’lara kadar yükseliyor.  Bunlar, 20’li yaşlardaki gençler. Demek ki, bu ülkede 20 yaşın altındaki uyuşturucu kullanımı son derece yaygın. Tehlike çanlarının çaldığı bir noktadayız!  Bugün Başkent Ankara’nın bazı bölgelerinde bile esrar artık açıktan satılıyor. Yaprakla karıştırılan bir içimlik esrar 5 ile 10 lira arasında.  Uyuşturucuya ulaşmada hiçbir sıkıntı yok, ibadullah.  *** Türkiye, özellikle esrar maddesinde “hedef” değil, “kaynak” ülke. Dağ-taş Hint Keneviri ekim alanlarından geçilmiyor. Diyarbakır Lice başta olmak üzere Hani, Kocaköy, Bingöl Genç, Van’ın güneyi ve Sivas’ın Gürün İlçesi ekim alanları ile dolu. Ege Bölgesi’nde Ödemiş civarında bile ekiliyor. Daha birkaç gün önce tesadüfen Karadeniz’de mısırların arasına gizlenmiş bir ekim alanı bulundu.  Çünkü, cezalar yeterli değil. Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesi, uyuşturucuyu imal, ithal ve ihraç edenlere 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilmesini öngörüyor. Ancak, 2313 Sayılı “Uyuşturucunun Men ve Murakabesi Hakkındaki Kanun” ise alt sınırı 1 yıla düşürüyor. Durum bu olunca TCK değil, özel kanun uygulamaya giriyor. Uyuşturucu işi yapanlar hem tutuksuz yargılanıyor, hem de en alt sınırdan ceza alıyor.  Sözün kısası, yakalansalar da cezaevine girmiyorlar. Ellerini kollarını sallaya sallaya ortalıkta geziyorlar. Onları görenler ise, “Kimseye bir şey olmuyor” diyerek, tatlı kazanç için kenevir ekimine yöneliyorlar.  Tabi “tatlı kazancı” onlar değil, bu işin ticaretini yapanlar kazanıyor. Mesela esrar Diyarbakır’dan Ankara ve İstanbul gibi illere geldiğinde 8-10 kat değer kazanıyor.  *** Kenevir öyle bir bitki ki, her yerde yetişiyor. Son derece arsız. Üretim için fazlaca bir çaba gerekmiyor. Üstelik, bizde kaliteye de pek önem verilmiyor. Dünyanın en kalitesiz esrarı bizim ülkemizde üretiliyor.  Esrarda “kaynak” ülkeyiz, ancak dışarı göndermiyoruz. Kendimiz üretiyor, kendimiz tüketiyoruz. Zararımız kendimize. Komşumuz İran da bölgenin önemli “kaynak ülkelerinden” biri. Ancak, durumu bizden oldukça farklı. Cezaların çok yüksek olması yüzünden İran’da üretilen uyuşturucunun tamamı dışarıya gönderiliyor. Hedefleri arasında Türkiye de var.  Ayrıca, İran bölgenin en büyük sentetik uyuşturucu üreten ülkesi. Metamfetamin’de Asya pazarını elinde tutuyor.  Tabi, Türkiye’ye de sevkıyat yapıyor.  Sözün kısası, uyuşturucuda Türkiye’nin durumu hayli sıkıntılı. Uyuşturucuda hem “kaynak” hem de “hedef” ülkeyiz. Bu yüzden ülkemizdeki uyuşturucu kullanımı tahmin edilenlerin çok üzerinde.  *** Gazetelerden okudunuz, televizyonlardan izlediniz...  Çözüm Süreci ile birlikte, özellikle Diyarbakır-Lice bölgesinde jandarma tarafından büyük operasyonlar gerçekleştirildi. PKK tehdidi azalınca, önceden belirlenen ekim alanlarına girildi.  Buralar eskiden de biliniyor, ancak şehit verme korkusuyla operasyon düzenlenemiyordu. Çözüm Süreci, jandarmayı rahatlattı, elini güçlendirdi.  2013’ün ilk 7 ayında 54 milyon kökün üzerinde dişi Hint Keneviri kökü ele geçirildi. Bu, rekor bir rakam!  Ayrıca, güvenlik birimleri ikinci hasat dönemi olan Eylül-Ekim aylarına yönelik operasyonlar için de çalışmalarını sürdürüyorlar. Çünkü, bizim “rekor” diye nitelendirdiğimiz 54 milyon kökün, üretimin yarısı bile olmadığı değerlendiriliyor.  İşte Çözüm Süreci’nin Türkiye’nin büyük sıkıntısı olan uyuşturucuyla mücadeleye böyle bir katkısı oldu! 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları