Top
26/08/2020

Doğalgaz ve turnusol

21 Ağustos Cuma günü Zonguldak’ın 180 km kuzeyinde 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin keşfedilmiş olmasına ziyadesiyle sevindik, ülkemizle gurur duyduk, bu işte emeği olan başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere en tepeden en aşağıdaki işçisine kadar bütün herkes için milletimiz hayır duasında bulundu. Ben de bir kere daha buradan onlara şükranlarımı sunuyorum. 2003 yılından beri Türkiye’nin sismik araştırma ve sondaj alanında yaptığı alt yapı ve yatırımların sonucunu 21 Ağustos’ta almaya başladık.

Bu daha başlangıç, uzun olmayan bir sürede (en geç bir yılı bulmaz) yeni enerji yataklarının keşfinin ve birkaç sene içerisinde bu enerjinin kullanıma sunulmasının söz konusu olacağını düşünüyorum. Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervinin ekonomik değerinin 65 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.

Artık 65 milyar dolarımız var. Bu hepimizin parası ve ilk taksitini 2023 yılında almaya başlayacağız. Bu keşfin ekonomik, politik ve güvenliğimize olan çok yönlü etkileri adım adım ortaya çıkacak ve herkes tarafından hissedilecek.

Daha güçlü ve daha istikrarlı hale gelen Türk ekonomisinin dünyadaki ekonomik dalgalanmalara ve zaman zaman söz konusu olabilen dışarıdan siyasi dayatma ve yaptırım tehditlerine karşı kırılganlığının azalması, büyüyen Türkiye’nin günümüzdeki yeni yüzünü de yansıtmaktadır.

TÜRKİYE’NİN SAHADAKİ HAKİMİYETİ

Başta askeri sanayi olmak üzere endüstri ve teknolojide hızla yükselen, güvenliğini kalıcı olarak sağlamaya başlamış, içeride muktedir siyasi iradeye sahip Türkiye’yi artık kimse tutamaz. Beklentilerimiz, niyetlerimiz, dualarımız ve sevinçlerimiz bu yönde.

Ancak herkesin bu konuya sevinmediğini hatta bazı kişilerin üzüldüklerini de hayretle izliyorum. Bir insan kendi ülkesine nasıl bu kadar karşı olabilir diye de sormadan edemiyorum. Kimseleri ötekileştirmek gibi bir niyetim yok ancak bu ülkenin hayrına olan şeylere karşı duranlar, adeta emperyalist akıllar için içeride tetikçilik yapmaya çalışanlar da asla hoş görülmemelidir.

Başta TPAO olmak üzere çalışma hayatını Türkiye’nin enerji kurumlarında tamamlayıp, belki de 30 yıldan fazla ailesiyle birlikte devletin ekmeğini yiyip, imkanlarından en üst düzeyde yararlananların, şimdilerde adeta niye doğalgaz buldunuz ki, zaten siz (!) bulmadınız ki yabancılar buldular, bu ekonomik değil ki, çıksa bile 10 yıl sonra gelir gibi aklın ve izanın dışında art niyet taşıyan sözler söylemelerini şiddetle kınıyorum. Geçmiş 30 yılda bu devlete 30 kuruşluk hayrı olmayan, meslek hayatının çoğunu yurt dışındaki lüks otellerde balayı yaparak geçirenlere bu milletin hakkı helal değildir.

ASIL SORUN KİŞİLERDE DEĞİL EĞİTİM DE

Enerji bulmak için gemilerde yatıp kalkanlarla masa başındaki keyif sofralarında devleti kurtaranları aynı kefeye koymayacağız. İşte doğal gazın turnusol işlevi de bu oldu. Bazı iyotları açığa çıkardı.

Dikkat edilirse bu tür iyotlar hemen her alanda Türkiye ne zaman iyi bir şey yapsa ortaya çıkıyorlar. Başta sosyal medya olmak üzere zararlı söylem ve eylemlerini pek çok ortamda adeta el birliği yapmışçasına gerçekleştiriyorlar. Ancak kendi ülkesine yabancı ve karşı olan insanların bugün ortaya çıkması da uzun bir sürecin sonucundadır.

Asıl sorun kişilerde değil eğitimin “Milli” olmasındadır. Büyük Atatürk’ün "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahsilin hududu ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden evvel Türkiye'nin istiklaline, temeli benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.” sözü geçmişte ne kadar uygulanabildi? Bugün millileşen eğitim sistemimiz daha da millileştikçe, bu ülkenin ekmeği ile büyüyen vatan evlatlarının aklı dışarıdaki karanlık ellerin merhametine bırakılmayacaktır. Türkiye’nin ilk öncelikli ve en önemli işi bu olmalıdır.

DENİZCİLİK BAKANLIĞI KURULMALIDIR

Söylenmesi gereken önemli bir husus daha var. Bu doğal gaz keşfi neticesinde Türkiye’nin yüz ölçümünün 780 bin kilometre kare değil de Mavi Vatanla birlikte aslında 1 milyon 300 bin kilometre kare olduğunu fark ettik. Ve anladık ki Mavi Vatanda inanılmaz bir zenginlik yatıyor. Bu sadece enerji açısından değil ama aynı zamanda diğer doğal kaynaklar bakımından da öyle. Şunu söylemeliyim ki gelecekteki refahımızın temelini Mavi Vatan oluşturacak.

O yüzden halen farklı birimler altında zayıf kadrolarla yürütülen denizcilik işleri ile ilgili güçlü bir “Denizcilik Bakanlığı” kurulmalıdır. Yakın zamanda gerçekleşmesi son derece muhtemel denizcilik merkezli sektörlerdeki sanayi kolları için ihtiyaç duyulacak istihdamın karşılanmasına yönelik nitelikli eleman yetiştirilmesine hız verilmelidir.

TSK içerisindeki deniz unsurlarının ağırlık payı ve teşkilatlanmalardaki önceliği arttırılmalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Kıbrıs çatısı altında federatif olarak birleştirilmesi çabalarına son verilmeli, dünyada daha fazla devletin KKTC’yi tanıması için gayret gösterilmelidir. KKTC’deki iskana kapalı Maraş bölgesi iskana açılmalıdır. TSK’nın KKTC’deniz ve hava üslerine sahip olması temin edilmelidir. Yeni enerji sahalarında buluşmak dileğiyle…

Dr. D. Eray GÜÇLÜER

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp