Top
13/10/2023

Amerika ve İsrail rahat durmayacak

Geçtiğimiz hafta cumartesi günü Hamas'ın Gazze'den İsrail'e yönelik yaptığı füzeli saldırılar sonucunda sadece İsrail'de değil Ortadoğu'da tehlike çanları çalmaya başladı . Bugüne kadar çok sayıda kayıp veren taraflar bir uzlaşma masasına oturmaktan çok uzaklar. Yaşanan insanlık dramları ve bütün dünyanın izlediği dehşet görüntüleri adeta önümüzdeki süreçte yaşanabilecek vahşetin ayak sesleri gibi duruyor. Hamas tarafından başlatılan roketli saldırılara Filistin davası penceresinden bakılacak olursa aslında Hamasın sebep değil, bir sonuç olduğu görülür. İster İsrail olsun isterse Hamas olsun yapılan hiçbir yanlışa doğru denemez. Ancak büyük resme bakıldığında son 75 yılda Filistin halkının çekmiş olduğu acılar ve bu insanlara İsrail tarafından yapılan zulümler hatırlanacak olursa bugün Hamas bitse bile gelecekte çok daha güçlü Hamas'ların yeniden ortaya çıkması muhtemel görünüyor. Zira anladık ki Hamas veya Filistin'in özgürlüğü için savaşan diğer örgütler aralarında düşünce farkları olsa bile iki önemli özelliğe sahipler. Birincisi her geçmiş olaylarda yaşanan tecrübelerden yeni yeni şeyler öğreniyorlar. İkincisi ne olursa olsun mücadele azimlerini ve bilinçlerini kaybetmiyorlar. İnsanlık tarihi bize zülüm veya işkenceyle toplumlar minimize edilse bile onların bilgi ve bilinçlerinin yok edilemediğini göstermektedir.

Hamas'la İsrail arasındaki çatışmanın altıncı gününde son durum aslında başlangıcındakinden farklı değil. Hamas saldırıyor İsrail ise Gazze'ye vuruyor. Henüz İsrail'in iddia edildiği gibi kapsamlı bir karşı koyuşuna başlayamadığını görüyoruz. Peki İsrail neyi bekliyor ya da neyi beklemek zorunda? Öncelikle İsrail gücünü toplayabilmek için Amerika'nın desteğini bekliyor. Zira yapabileceği muhtemel bir kara saldırısı esnasında Lübnan ve Suriye'den olası saldırılara karşı hassas durumda olduğunun farkında. Ayrıca son altı günde Hamas'ın İsrail'e yapmış olduğu saldırılarda yaşadığı kayıpları da telafi etmesi ve eksiklerini tamamlaması gerekiyor. Bunun için İsrail genel seferberlik ilan etti ve yaklaşık 300.000 yedek askeri orduya çağırdı. Hamas ise İsrail'e bu süreçte olabildiğince kayıp verdirip ele geçirdiği esirleri pazarlık kartı olarak kullanmak istiyor. Ve olası İsrail saldırısına karşı yaklaşık son iki yıldır Gazze'de yapmış olduğu tahkimatını güçlendirmeyi ve böylece İsrail'e yapabileceği her türlü kara saldırısında daha fazla bedel ödetmeye hazırlanıyor.

Peki Amerika ne yapıyor. Amerika 51. eyaleti olan İsrail'e ikisi uçak gemisi olmak üzere çok sayıda savaş gemisi ve Akdeniz'de Rusya için bulundurduğu nükleer denizaltısını göndermiş durumda. Dolayısıyla şu anki tablo İsrail çok ciddi bir saldırıya uğradı, buna karşı olağanüstü hâl ve genel seferberlik ilan etti. Amerika Birleşik Devletleri de İsrail'e yardım amacıyla çok sayıda denizden askeri güç gönderdi. Sadece bunlar da değil. ABD savaşın ilk günlerinde İsrail'e 8 milyar dolar para ve devamında mühimmat teçhizat ve teknik cihazlardan oluşan destek paketlerini göndermeye başladı.

Ancak burada dikkati çeken çok önemli iki husus var. Birincisi 370 kilometre karelik küçücük bir alan için ABD'nin göndermiş olduğu askeri güç oldukça fazla değil mi? Evet çok fazla. İkincisi şayet İsrail sadece Gazze'ye kara saldırısı yapacaksa mevcut 160.000 kişilik ordusunu takviye etmek için kısmi seferberlik ilan etmek yerine neden 300.000 kişiyi askere çağırdı? Son olarak iki gün önce ABD'de toplanan savaş meclisinden sonra yapılan açıklamada Mısır'ın üç gün önceden böyle bir olayın olabileceğini İsrail'e bildirmiş olduğunun açıklanması da akıllardaki soru işaretini arttırdı. Sonuçta meydana gelen olaya karşı yapılacak harekat İçin toplanması gereken güç ile toplanmaya çalışılan güç arasında büyük bir dengesizlik var.

ABD'nin İsrail'e göndermiş olduğu askeri güç ve yardımların aslında iki temel faaliyeti icra etmek için oluğu ABD yönetimince ilan edildi. Birincisi Gazze'ye İsrail kara saldırısı yaptığında üçüncü tarafların Hamas'a ve Filistin'e olası yardımlarını önlemek için kara sınırlarında tedbir almak. İkincisi ise İsrail'in Gazze'yi denizden ablukasına destek olmak. Ancak bu noktada temel sorusu normalden daha fazla güç birikmesi olmuşsa acaba ABD ve İsrail Hamas'la hesaplaşmasını bitirdikten sonra duracaklar mı? Bugüne kadar İsrail'i rahatsız eden Suriye'deki Şii milisler ile Lübnan'daki Hizbullah güçlerini cezalandırmak için birtakım girişimlerde bulunacaklar mı? İlk etapta ABD ve İsrail'in hedefi Hamas'mış gibi görünüyor. Tabii emperyalist güçler Hamas'la hesaplaşma planları yaparken Allah'ın da bir planı olduğunu unutmamak gerekir. Ancak Hamas'la hesaplaşma bahanesiyle bu mesele Suriye ve Lübnan'dan toprak koparma, başta PKK/YPG olmak üzere emperyalistlerin taşeronlarını destekleme ve hatta yeni Ortadoğu planını hayata geçirmeye dönebilir mi? Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var. Eğer ortada bir silah varsa bu silah bir gün mutlaka patlar. Olayın bizi ilgilendiren yönü ise tedbirli ve adil bir yaklaşımla Filistin'deki savaşın daha fazla kan dökülmeden çözümüne destek olmak ama aynı zamanda işin büyüyebilmesi ihtimaline karşı da şimdiden hazır olmak. Çünkü ABD ve İsrail rahat durmayacak gibi görünüyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp