Top
10/03/2024

Kıbrıs'ta asıl sorun ne?

Kıbrıs deyice aklımıza yavru vatan ve soydaşlarımızın çektiği çileler gelir. Arkasında ABD ve Avrupa olan Rumların yine ne entrikalar çevireceğini merak ederiz. Kıbrıs olmazsa Anadolu'nun güvenliği olmaz diye söyleyip dururuz. Ancak neredeyse 100 yıldan fazla devam Kıbrıs konusunda asıl sorun nedir ve nasıl çözülür diye pek düşünmeyiz. Kıbrıs'ı anlayabilmek için küresel güçlerin Kıbrıs planı nedir? Bize Kıbrıs'ta nasıl bir oyun oynandı? Ne yapmalı? Sorunlarını acil şekilde cevaplamamız gerekmektedir. Kıbrıs başta ABD ve İngiltere olmak üzere küresel güçlerin Doğu Akdeniz'deki stratejik uçak gemisidir. Türkiye dâhil Doğu Akdeniz'i, Kuzey Afrika'yı ve Ortadoğu'yu kontrol etmek için kendilerine ait Kıbrıs'taki üslerini ve Rumlara ait hava ve deniz üslerini kullanırlar. Körfez savaşında Kıbrıs'tan kalkan uçaklar Irak'a saldırmış, bu savaştaki hava saldırılarının önemli bir bölümü Kıbrıs'taki İngiliz üslerinden kalkan uçaklar tarafından yapılmıştır. Halen Gazze savaşında İsrail ABD ve Avrupa tarafından Kıbrıs'tan desteklenmektedir. Neticede Kıbrıs ABD ve Avrupa için vaz geçilemeyecek ölçüde önemli ve hayatidir. Ancak Türkiye ve adadaki Türkler emperyalist güçlerin sömürgeci politikalarını uygulamakta sorun çıkarmaktadır. Bu nedenle Kıbrıs'taki Türklerin adadan başka yerlere sürülmesi, bu mümkün olmazsa federatif yöntemlerle ve eritme tarzı osmosis teknikleriyle asimile edilmelerinin ve adeta köleleştirilmelerinin sağlanması başta ABD ve İngiltere olmak üzere emperyal güçlerin stratejik amaçlarıdır. Bunun için sizi Avrupa Birliğine alacağız yalanlarıyla kaybedilen 47 yıllık süreden sonra adada iki devletli çözümün benimsenmesiyle Türkler lehine ilk defa önemli bir aşama kaydedilebildi. Maraş'ın iskâna açılması, KKTC'de ilave askeri üslerin kurulması hep bu karardan sonra gerçekleştirildi. Konuyu daha iyi anlayabilmek için bazı önemli tarihleri hatırlamak isterim. 01 Ağustos1960'da Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Ancak yaklaşık üç yıl sonra 21 Aralık 1963 tarihinde Rumlar adadaki Türklere karşı katliamlara girişti. 01 Ocak 1964 tarihinde Türkiye'nin olası müdahalesine engel olmak ve EOKA'cı terörist canilerin katliamlarını desteklemek için 20 bin kişilik bir Yunan komando tümeni gizlice Yunanistan'dan Kıbrıs'a gönderildi. Türkiye'nin araya girmesiyle katliamların durdurulabilmesi için 04 Mart 1964 tarihinde BM Güvenlik Konseyi İngilizlerin hazırladığı adaya Barış Gücü gönderilmesine ilişkin 186 numaralı kararı kabul etti. Ne güzel değil mi? Rum çetelerinin Türklere karşı yaptıkları katliamların durdurulması için Barış Gücü gönderilmesi kulağa çok hoş gelse de aslında bu kararla Kıbrıs'taki Rumlar Kıbrıs Hükümetinin sahibi ve Kıbrıs'ın temsilcisi, Türkler ise Kıbrıs'ta yaşayan azınlık bir toplum olarak tanımlandılar. İşte o yüzden KKTC uluslararası ticaret yapamıyor, uluslararası siyasi ortamlarda temsil edilemiyor, uluslararası spor organizasyonlarına katılamıyor, uluslararası posta ve telekomünikasyon sistemi kuramıyor. Daha da kötüsü Kıbrıs'taki BM Barış gücü KKTC'yi muhatap almıyor sadece GKRY ile görüşüyor. Bu nedenle BM'in 04 Mart 1964 tarih ve 186 numaralı kararının düzeltilmesi konusunda Türkiye BM nezdinde girişimlerde bulunmalı, KKTC'nin devlet olarak tanınması konusunda çabaları arttırmalıdır. Dolayısıyla İngilizlerin 50 yıl önce başlattıkları sinsi oyun düzeltilmeden Kıbrıs meselesi düzelmez. O yüzden işe buradan başlamak gerekir diye düşünüyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp