Beşiktaş, Çaykur Rizespor maçı gollerle başladı. Üst üste gelişen ataklarda önce konuk ekip golü buldu. Siyah beyazlılar ise hemen cevap verdi. Tam maç çok keyifli olacak derken, oyunun temposu bir anda düştü. Geri kalan dakikaları sıkılarak izledim.

Serdar Topraktepe'nin oyun anlaşıyı bana keyif vermiyor. Zira o da Santos gibi 4-1-4-1 oyununa döndü. Muçi'yi orta sahanın merkezine daha yakın oynatması Beşiktaş'ın hücum anlayışını epey değiştirdi. Bana göre Muçi, rakip kaleye daha yakın oynamalı. Ghezzal'a gelince, iyi niyetli bir mücadele sergiliyor ama eski gücünde değil. Beşiktaş'taki geleceği tartışmaya açık.

Serdar Topraktepe'nin forvet merkezindeki Muleka ısrarını da anlamakta güçlük çekiyorum. Beşiktaş'ın futbolcusu olmadığına inandığım hücum oyuncusu Topraktepe'nin her maçında santrfor olarak sahaya çıkıyor. Aboubakar ve Cenk Tosun'a ilk 11'de hiç şans vermeyen Topraktepe, Semih'i de merkezde hiç düşünmedi. Muleka ile devam ettikçe gol sorunu yaşanmaya devam edecektir. Bu ısrarından vazgeçmeli.

Hasbelkader bir galibiyet aldı Beşiktaş. Ortada ne oynanan bir futbol ne de bir mücadele vardı. İlhan Palut'un Rizespor'u belki de 1 puanı hak etmişti. Ancak duran toplardan girilen pozisyonlar skoru belirledi. Beşiktaş 90+7'de şansa gelişen bir pozisyonla golü buldu. Hiçbir sezonun bu kadar bitmesini istememiştim!