Ben malımı bilirim!
Çünkü mesele alışkanlık haline geldi.
Yine, yeni, yeniden bir olay üzerine, Antalya Altın Portakal Film Festivali başlamadan tartışma konusu oldu.
Bir önceki yazımda tartışmanın danışıklı dövüş olabileceğini söyledim.
Nitekim öyleymiş; 'Gırgıriye' tadında bir tiyatro imiş icra edilen...
Malumunuz, Belgesel Film Yarışması'ndaki Kanun Hükmü adlı filmde yer alan bir isim uzerine, 'FETÖ'den yargılaması devam ediyor' diye festival yönetimi bu filmi önce seçkiden çıkardı sonra da (jüri üyelerinin itirazı üzerine) geri adım attı.
Sonuç?
Altın Portakal yönetimi 'baktık, ettik, söz konusu kişi ile ilgili yargılama sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışmaya geri alınmasına karar verdik' türünde bir açıklama yaptı.
O zaman sorarlar, 'madem öyle, bu pisliği niye yediniz!'
Ahmak mısınız ki bunca gürültüden sonra yargı sürecine bakmak aklınıza geldi?
Ama şu...
Nicedir marjinal azınlığın oyun hamuru haline gelen film festivalleri, 'muhalif duruş' maskesiyle, hendek siyasetine alet edilen bir tezgâha dönüştü.
Aslında ticari ve sanatsal başarıyı desteklemesi beklenen festivallere dadanan bu tiplerin maksadının üzüm yemek olmadığı çok açık.
Ülkemiz sanat camiasında bir kesim var ki kendi uyuzunu kaşıyor.
Sesleri çok çıktığına göre Türkiye'de metrekare başına düşen bu uyuzların sayısı, dünya ortalamasının üstünde olsa gerek!
Hayır, uyuzlarını kaşırken sanata ve sanatçı kavramına da zarar veriyorlar.
İçlerinden kimileri PKK'nın, FETÖ'nün emellerine hizmet eden entel kadro gibi davrandıkça, zaten yabancılaşma efektine maruz bırakılmış vatandaş sanata ve sanatçıya'soğumuş kalp' ile bakıyor; böylece sanat alanı dar bir çerçeveye hapsoluyor.
İçimizi soğutan gelişme; bu saçma sapan danışıklı dövüşün farkına varan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın festivalden desteğini çekmesi oldu.
Hem de nokta atışı bir açıklama ile...
Bakanlık aynen şunları söylüyor: Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.
Bakanlığımız, aziz milletimizin 15 Temmuz'da verdiği destansı mücadelenin itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmayacaktır.
Bu sebeple Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden çekilmiş bulunuyoruz.
Budur!
Başka söze gerek yok!
Çünkü kaç gündür kamuoyuna yaşatılan, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılmasıydı...
Boşuna değil; kaçak FETÖ'cüler 'kavga çıktı' diye sosyal medya hesaplarından sevinç gözyaşları döküyordu.
Altın Portakal yönetimi... Şimdi buyrun size kına!..
