Top
21/09/2023

Gülmek bize lüks mü?

30 yıl öncesinden bir anekdot aktaracağım ama öncesinde orada dile getirilen bakış açısının (30 sene sonra bile) değişmediğini esefle vurgulamak isterim.

O zamanlar genç bir muhabirim; karşımda mütedeyyin ve şöhretli bir yönetmenle yakın tarihimizin acı bir sayfasını ele alan ve sonrada epey ses getirecek olan filminin setinde röportaj yapıyoruz.

Şöyle bir soru yöneltiyorum: Hep toplumsal sorunları ele alan dramatik filmler çektiniz, hiç komedi yapmayı düşünmediniz mi?

Aldığım cevap şuydu: Yapılacak daha önemli işlerimiz varken komedinin sırası mı?

Kendi adıma, muhafazakâr camiada mizahın bir tür 'hafif iş' sayılıp dışlandığını, ötelendiğini düşünürüm.

Hayır, insanlar elbet kendi aralarında gülüşüp eğleniyorlar ama iş bunu bir sanat formuna dökmeye gelince 'ağırbaşlılık' ağır basıyor.

Bir dönem 'Müzik haram mı helal mi, sinemada kadın oyuncu hangi ölçüde yer almalı' türünden tartışmalarla buraya kadar geldik.

Ne değişti bilmiyorum; şimdilerde bu konular pek konuşulmuyor, lâkin mizah konusunda hâlâ bir arpa boyu yol alınabilmiş değil.

Oysa edebiyatta ve görsel sanatlarda mizah, dozunda ve yerinde kullanıldığında çok etkili sonuçlar verir.

En netameli konular bile mizahın hamuruyla yoğrulup yumuşatıldığında herkes tarafından hüsnükabul görür.

Öyle haller de vardır ki ancak mizahla izah edilebilir.

Gülmek bize niye lüks olsun ki?

Televizyon ekranlarında neredeyse tek mizah şovu BKM yapımı olan Güldür Güldür Şov ve benzeri Çok Güzel Hareketler Bunlar gibi programlar alanında rakipsiz olmanın konforuyla yol alıyorlar. Yakında bir komedi festivali de düzenleyecekler.

Aylak aylak gülen bir toplum olalım demiyorum ama Nasrettin Hocaların, Hacivat Karagözlerin torunları olarak mizahın eğlendirirken öğüt veren, eleştiren gücünü es geçmemek, o tepeyi boş bırakmamak gerektiğini düşünüyorum.

(Sosyal medyada ara ara 'misvak' imzalı karikatür paylaşımlarına denk geliyorum; etkili olduklarını da düşünüyorum.

Şu hale bakın ki muhalefet cephesinde olup bitenler, parti içi hizipler, Bizans entrikaları, kifayetsiz muhterislere verilen anlamsız primler birer kara mizah örneği değil de nedir?

Malzeme bol yani...

'İşte tam da bu yüzden mizahçılara yapacak iş kalmıyor' mu diyorsunuz?

Unutmayalım ki muhalefet gibi mizahın da niteliklisi lazım.

Yazının başında aktardığım anekdot aklıma geliyor; umarım gülmenin lüks olmadığını düşünen sanatçılarımız çıkar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp