İkisi­ Avrupa Ligi olmak üzere şubat ayı içindeki 8'inci maçına çıktı dün Galatasaray. Son haftalarda saha içi performansına fazlasıyla yansıyan yorgunluk, rotasyona rağmen kupa mesaisinin de belirleyicisi oldu. Maçı çevirmesi, sırtlaması beklenen Kerem ve Barış Alper gibi isimler yorgunlukla da mücadele ederken Tete, Zaha, Sergio gibi isimler yeteneklerine ihanet etmekle meşguldü!

ORASI SCHENGEN BÖLGESİ Mİ!

Altıncı dakikada yenilen gol öncesi Kerem'in rakip sahanın ortalarında topu kaptırması, beraberinde Karagümrüklü futbolcuların orta sahayı Schengen bölgesindeki gibi elini kolunu sallayarak geçişi maçın özeti gibiydi. Özellikle ilk yarı Galatasaray orta sahası çıtır gevrek tadındaydı, ne fizik olarak ne de teknik olarak Karagümrük orta sahasına üstünlük kuramadı. Tablo sağ bek, sol bek derken aslında Mertens'in eksikliğinin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne serdi. Ön alan baskısı onsuz neredeyse yapılamadı, topun rakip sahada kalma süresi kısaldı, ara toplar, defans arkası gibi ekstra hamleler hak getire! Dolayısıyla Galatasaray'ı bu sezon Galatasaray yapan özellikler sahaya yansımadı...

ŞOTA HOCA MAT ETTİ

Okan Buruk, tabloyu değiştirmek için ikinci yarı Mertens ve Kerem Demirbay'ı sahaya sürdü. Yetmedi Torreira'yı, Davinson'u, Vinicius'u aldı! Ama skor üstünlüğünü de elde eden Karagümrük, oyun disiplininden hiç taviz vermedi. Şota, ileri uçtaki oyuncularını çalım ve dripling yetenekleri daha fazla olan Emre Mor ve Lasagna ile değiştirdi. Bu da Galatasaray'ın arka alanındaki geniş boşlukların tehlikeli şekilde kullanılmasına yol açtı. Zaten ikinci gol de Emre Mor'un özelliklerinin tamamını kullandığı bir pozisyon sonrasında geldi. Ki çok daha fazlası gelebilirdi! Üç hafta önce Okan Buruk, "4 kupaya da talibiz" demişti... Geçen sürede önce Prag'da ikinci Avrupa kupası hayali, dün de Rams Park'ta 19. Türkiye Kupası hayali hüsrana dönüştü! Her şey bir kenara, oluşturacağı psikolojik etki bile sezonun geri kalanını riske atacak potansiyele sahip. Umarım öyle olmaz!