Top
M. Serdar Kuzuloğlu

M. Serdar Kuzuloğlu

serdar@kuzuloglu.com

13/08/2007

Düşmanımın dostu bana da mı düşman?

Repleri unutmayıp emeğe saygı duyan; yetmez gibi bir de teraziyi tıklatan web ırkına yönelik yazının ardından okurlarla daldığım yazışma seansından orijinal ayrıntılar çıktı. Yıllardır okurlardan aldığım ihbar mektupları anlı şanlı müzik yapımcılarının ve kitabevlerinin şarkıcı ve yazarlarına telif ücreti vermemek için kendi ürünlerinin korsanını bastığını anlatıp duruyor. Bunları ispat etmek kolay olmadığı için sadece bir olasılık olarak aklımın bir kenarına yazıyorum.

Korsan film çekenler için korsan altyazılar hazırlayanlara yönelik yazdıklarıma gelen tepkilerse en ilginç (ve ispatlı) bir gerçekler serisi ortaya çıkardı. Ama öncelikle şu altyazı olayını açalım biraz. Hepinizin malumu; internet üstünde özellikle divx formatlı korsan filmler çığ gibi çoğalıyor. Özellikle ADSL ve benzeri yüksek hızlı erişim alternatiflerinin etkisiyle bu dosyaları çekmek her geçen gün daha kolay ve ekonomik hale geliyor. Hele ülkemizde geç yayımlanan yabancı diziler için internet resmen bir 'şifa' olmuş durumda. Ancak bir küçük sorun var. Dosya boyutu 4,5 ile 9GB arası değişen DVD kopyalarını çekmek eziyet. Ama bunları Divx formatına çevirince yakın bir ses ve görüntü kalitesiyle boyutlarını 600-700MB arasına çekmek mümkün. Fakat bu dosyalar doğal olarak sadece orijinal görüntüyü içeriyor. Yani herhangi bir dilde altyazısı yer almıyor. İşte tam bu noktada gerçek anlamda 'gönüllüler' sahneye çıkıyor.

Bunlar kimi zaman filmin orijinal altyazılarından bakarak, kimi zaman da izleyerek anladığı kadarıyla bu altyazıları yazıyor ya da tercüme ediyor. Beş kuruş para almadan; hatta belki de hukuken kendini tehlikeye atarak yapıyor bunu. Bunun için saatlerce uğraşanları biliyorum. Bitmiyor; kimileri o yazılanları alıp dilbilgisi ve imla kurallarına göre düzeltiyor. Diğerleri küfürlü/küfürsüz sürümlerini hazırlıyor. Bu kolektif çabanın sonucu dev bir altyazı arşivi oluyor. Bir film çeken kullanıcılar ilk iş bu tip sitelerde altyazı avlıyor. Özetle, 'saygı' içinse bunlar ortada gerçekten etiketlenmesi zor bir 'emek' var; inkâr etmek yersiz.

Bu kategoride Türklere yönelik hizmet veren en büyük arşivlerden biri olan divxplanet.com'un yöneticisiyle yazışırken ortaya çok ilginç bir ayrıntı çıktı. Yönetici, orijinal DVD'lerin bile kendi çevirilerini kullandıklarını iddia ediyordu! Örneğin bu sene Oscar ödülü alan 'Departed' filminin Türkçe altyazısı bu sitenin çevirisi! Liste 'Million Dollar Baby,' 'Greet Street' Hooligans gibi başlıklarla devam ediyor.

Son dönemlerin efsane dizisi Lost'un sezon DVD'leri de istisna değil. Öyle ki, gönüllü çevirmen üyenin Sun isimli karakterin ismini Güneş olarak değiştirmesi sonucu oluşan hata bile DVD setinde aynen yer alıyor. Daha da perçinleyelim; sitenin yöneticisinin bizzat kendi çevirdiği 'Curse of the Golden Flower' filminin altyazısı da aynen orijinaline geçmiş durumda.

Daha açık bir deyişle başında 'Bu film telif haklarıyla korunmaktadır, falandır, filandır' gibisinden gözümüze yazı sokan, korsanın ne beter bir şey olduğum her fırsatta yüzümüze vuran bir sektör bile bizzat bedeli ödenmemiş bir emeği kullanabiliyor; üstelik izinsiz. Bunu nasıl yorumlamam gerektiği konusunda düşünürken gerçekten yoruldum ve yorumu size bıraktım. Değerlerin ve parametrelerin bu kadar karışıp birbirine girdiği, tersine döndüğü durumlar nadirdir.

Elbette bu gönüllü çeviri meselesi 'karşı cephe' için her dem böyle avantaj da sağlamıyor. Geçtiğimiz günlerde yazarı J.K. Rowling tarafından son bölümü de yazılarak nihayete eren Harry Potter serisi bunun en güncel örneği. Dünyanın en hızlı satan romanı gibi garip ve hayli 'sanat dışı' bir unvan kazanan bu eser yazıldığı İngilizcenin dışında sadece birkaç dilde çıktı. Türkiye'deki yayın hakkının sahipi Yapı Kredi Yayınları'nın açıklamasına göre ekimden önce Türkçe çevirisi bitmeyecek. Hayranlar için kabul edilebilir bir şey olmamalı (Ruh emicilerin Sevin Okyay'dan uzak durması için büyüleri hazırlayın). Radikal'de de okuduğunuz gibi Fransa'da kendi dilinde ancak ekim ayında okuyabileceği bu kitabın ilk üç bölümünü İngilizceden çevirip internete yükleyen 16 yaşındaki bir Harry Potter tutkunu polis tarafından gözaltına alındı.
Neresinden baksanız tuhaf.

Sadede gelirsek; bilişim sayesinde giderek daha kolaylaşan üretim (yaratım değil!), çoğaltım, dağıtım, katılım gibi kavramlar geleneksel zinciri parçalayıp bambaşka bir şekle sokuyor. Sular durulup toz, duman dağılınca da ortaya çıkan resimde hiçbir şey aklımızda kaldığı gibi görünmüyor. Yaşanan sancıların ve karmaşanın altında yatan da bu olsa gerek herhalde.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp