Merhaba Güzin Abla, sevdiğim kızla 2010 yılında tanıştık, 3 ay boyunca sadece sosyal ağ üzerinden iletişim kurduk.
Farklı şehirlerdeydik çünkü. İkimiz de öğrenciydik.
3 ayın sonunda kızın hayatına birisi girdi ve iletişimimiz koptu. Aradan 5 yıl geçtikten sonra beni sosyal ağ aracılığıyla bulup arkadaşlık isteği gönderdi.
Fotoğrafını gördüğüm an hemen tanıdım.
Aynı masum yüz, aynı gülüş... Çok şaşırdım, çünkü ben ismini bile unutmuştum.
Birkaç gün konuştuktan sonra benimle yüz yüze görüşmek istediğini belirtti, kabul ettim.
Buluştuk, uzun uzun sohbet ettik. Bu arada benim yaşadığım şehre yerleşmiş, işyerinden bir arkadaşıyla kaldığını söyledi bana.
Günün sonunda eve gittim, içime kurt düştü bir anda. Facebook’ta onun adını arattım ve başka soyadıyla bir adresi daha olduğunu fark ettim.
Meğer o zamanlar hayatına giren gençle evlenmiş.
O günden sonra ona görüşmek istemediğimi belirttim.
Anlayışla karşıladığını söylemişti fakat öyle olmadı.
Aradan bir hafta geçtikten sonra beni ısrarla aradı ve görüşmek istediğini söyledi.
Üzülerek önce geri çevirdim, ısrar edince kıramadım, kabul etmek zorunda kaldım. Tüm gün konuştuk, dertleştik.
Akşam olunca “Yanında kalabilir miyim” diye sordu, istemediğimi söyledim. Ben de ona karşı boş değildim ama olmazdı, bunu biliyordum.
Bu arada gün içerisinde şarap içtik. Saat ilerleyince mayıştık. O gece birlikte olduk ve uyuduk.
Pişman değilim ama bir arada olamayacağımızı biliyorum.
Kocası şehir dışına çıktığında beni arıyor, eve geldiği zaman sadece iş saatlerinde arıyor.
Onun dışında iletişimimiz yok.
Ben ona güvendim çünkü bana kocasının onu defalarca aldattığını, ondan nefret ettiğini ve en kısa zamanda boşanmak istediğini belirtti.
“Bu senin hayatın. Ayrılmak istiyorsan ayrıl tabii ama bunun tekrarı olmayacak. Görüşmeyelim artık” dedim ama biz tekrar tekrar görüştük.
İş iyice sarpa sardı. Söz geçiremiyorum kendime.
Her şeyin farkındayım ama olmuyor.
Bana kocasıyla arasında bir şey olmadığını, ayrı odalarda uyuduklarını ve en kısa sürede ayrılacaklarını söylüyordu. Her defasında ben de inanıyordum.
Aslında karı kocanın aynı evde farklı odalarda yatmasının imkansız olduğunu biliyordum.
O yüzden ona inanasım gelmiyordu.
Bu sefer de “Bana güvenmiyor musun” diyordu.
Bir gün kafede sohbet ederken eşi aradı, sanki birbirlerine aşıklarmış gibi konuştular.
Ben sinirlendim tabii ister istemez. “Aranızın bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum” deyince “Hayır öyle göründüğü gibi değil” dedi. Hem üzülüyorum, hem seviyorum, bir o kadarda sinirliyim.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Bana bekle diyor. Çıldıracağım artık, çıkış yolu bulamıyorum. Sinirimden uyuyamıyorum.
Lütfen yardımcı ol abla. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
◊ Rumuz: Aldatıldım

YANIT

Söylediğimi yapacağını hiç sanmıyorum, ama yine de dayanamayıp, söyleyeceğim. Bu saçma sapan ilişkiye hemen son vermelisin oğlum.
Sen dürüst bir gence benziyorsun ve bu durum sana hiç yakışmıyor. Bu genç hanımın eşiyle nasıl bir sorunu var bilemiyorum ama seni kullanmasına izin vermemelisin.
Ki, o seni resmen kullanıyor. Eşinde bulamadığı heyecanı ya da bir başka şeyi sende bulmak için, seninle oluyor. Ayrı yattıklarına asla inanma, bunu genellikle eşlerini aldatan erkekler iddia ederler ama demek ki ihanet eden kadınlar da bu cümleleri kullanıyorlarmış.
Her iki cinsin de yalan söylediğini hatırlatmama gerek var mı bilmem. Çünkü aldatılan kadın ya da erkek, eğer eşleri yataklarını ayırır, onlarla sevişmekten vazgeçerse, aldatıldıklarını hemen anlayıverirler, ki bu da karşı tarafın hiç işine gelmez.
Kendini kaptırmış gidiyorsun ve sen buna dur demezsen bu ilişki ortaya çıkıp, ciddi olaylara gebe oluncaya kadar sürer gider. O zaman da rezil olursun. Eşi ilişkinizi anlarsa, kaybeden sen olursun.
İşte tüm bunları düşünerek, senin zarar görmeni istemediğimden, bu ilişkiyi hiçbir neden göstermeden aniden hem kafanda, hem yüreğinde, hem de gerçekte bitirmelisin.
Onu yalanlarıyla baş başa bırakıp, kendini artık küçük düşürmekten vazgeç, yeter.