BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'la Dolmabahçe Sarayı'nda görüşen rektörlerle konuşuyoruz. Öncelikle hepsi bu buluşmayı pozitif olarak değerlendiriyorlar. Yaklaşık 6 saat birlikte olmuşlar. Başbakan bu pazar yaklaşık 75 rektörle buluştu. Önümüzdeki günlerde bir grup rektörle daha görüşecek. Böylece 12 saatini rektörlerle geçirmiş olacak. Rektörler buna dikkat çekerek, "Üniversitelerin sorunlarını birinci elden rektörlerinden dinlemesini pozitif bir davranış olarak değerlendiriyoruz. Ancak YÖK'le ilgili yapılacak değişiklikte üniversitelere söz hakkı verileceğine ilişkin bir izlenim edinemedik" diyorlar.
Rektörlerin bu toplantıda hangi konulara değindiklerine gelince daha çok mali ve idari özerklikler ve özgürlükler konusu gündeme gelmiş. Başbakan da bu konularda bakanlardan aldığı bilgilere göre soruları yanıtlamış.
Ancak toplantıda da sonrasında da tüm rektörlerin aklında yanıtlanmadan kalan soru, YÖK'le ilgili yapılacak değişiklik. Çünkü bu toplantıda sadece YÖK'ün kaldırılmayacağı söylenirken, değişikliklere gidileceği açıklanmış ancak ayrıntıları verilmemiş.
Görüştüğüm bir rektör kaygılarını şöyle anlatıyor:
"YÖK, tamamen bir karakutu olarak duruyor. YÖK'te ne yapılacak? Nasıl bir düzenleme olacak? YÖK'te bununla ilgili yürütülen bir çalışma var. Ancak bu çalışma tamamen kapalı kapılar ardında götürülüyor. Üniversitelerden kesinlikle görüş istenmiyor. Oysa YÖK, uygulamalarıyla hepimizi rahatsız eden bir kurum. Toplantıda bunu dile getirmeye çalıştık. Hepimize aynı tornadan çıkmış gibi davranılmasından rahatsızız. Başbakan'la yaptığımız toplantıda dile getirilmedi ama sürekli bir mütevelli heyeti söylentisi, iması var. Bu sistem nedir, nasıl işler? KKTC'de ve Türkiye'de de bir dönem ODTÜ'de hem iyi hem çok kötü örneklerinin yaşandığı bir sistemdi. Şimdi tekrar mı getirilecek, bilmiyoruz."
Bir başka rektör de yine YÖK'te yapılacak değişikliğin üniversitelerden bağımsız olarak gerçekleştirilmek istenmesini eleştiriyor:
"YÖK yönetimi zaten şu anki uygulamalarıyla hepimizi rahatsız ediyor ve eleştiriliyor. Devrim niteliğinde yapısal değişimleri bu kişiler nasıl gerçekleştirecek? YÖK'teki değişiklikleri kimler yapacak? Bu değişiklikleri bu kişiler mi gerçekleştirecek yoksa dışardan başka bir grup mu bu konuda bir çalışma yapacak? Hepimizi yakından ilgilendiren bu gelişmeler karşısında bizden kimse görüş istemiyor. Yükseköğretimin aktörleri olarak tüm bu gelişmeler olurken bizler seyirci durumuna düşmüş durumdayız."
Başbakan'ın kendileriyle görüşmesinden memnun olan rektörler, yükseköğretimi ilgilendiren yapısal değişimler planlanırken, kendilerini tamamen dışlanmış hissediyorlar.
Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bu konuda YÖK üniversiteleri ilgilendiren konularda kapalı kapılar ardında karar alırken, akademisyenler de kendilerine söz hakkı tanınmasını istiyorlar.