Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

30/06/2011

İkinci öğretimde okuyanlar üvey evlat mı?

ÜNİVERSİTELERDE örgün eğitimde programlar birinci ve ikinci öğretim olmak üzere ikiye ayrılır. Ancak programlarda verilen eğitimin kalitesi açısından bir fark bulunmaz. Birinci öğretim ile ikinci öğretime giden öğrenciler arasında da "puan açısından büyük farklar" olmaz. Örneğin İstanbul Üniversitesi'nde hukuk fakültesine en son giren öğrencinin puanı geçen yıl 489 iken ikinci öğretimdeki öğrencinin puanı 476'ydı. Ya da Dokuz Eylül Üniversitesi'nde inşaat mühendisliği programı 459 puanla birinci öğretime, 441 puanla ikinci ikinci öğretimine öğrenci aldı.
"Biraz puanları düşük" olan ikinci öğretim öğrencileri bunun bedelini öğrenim katkı payı ya da öğrencilerin deyimi ile "harçlarla" öderler. Birinci öğretimdeki hukuk öğrencisi katkı payı olarak 313 TL öderken, ikinci öğretimdeki öğrenci bin 155 TL, inşaat mühendisliğinde 387 TL'ye karşılık neredeyse 4 katı bin 529 TL harç verir.
Birinci öğretime göre birçok programda yaklaşık 4 kat daha fazla "harç" ödeyen ikinci öğretim öğrencileri denizcilik fakültesi gibi programlarda 6, Sivil Havacılık Yüksekokulu gibi okullara da 9 kat öder. Bu okulda birinci öğretimde okuyan öğrenci 470 TL katkı payı öderken, aynı programın ikinci öğretiminde okuyan öğrenci 4 bin 248 TL verir.
Bu yüksek "harçlara" akademisyenlerin "gece çalışması", dersliklerin geç saatlere kadar açık tutulması gerekçe gösterilebilir. Ancak birinci ve ikinci öğretim öğrencileri arasında Yurt-Kur'un yaptığı "ayrımcılığa" bulunabilecek bir gerekçe yok. Yurt-Kur bu öğrencilerden birini "öğrenci" statüsünde kabul edip, ona öğrenim katkı payı verirken, diğerini öğrenci saymıyor ve onlara öğrenim katkı payı vermiyor. Oysa iki ayrı programda okuyan bu gençlerin kimliklerinde "öğrenci" yazıyor. Onlar aynı okullardan mezun oldular, aynı sınavdan elenerek geldiler ve aynı başarıyı gösterdiler. Ancak Yurt-Kur'a göre biri başarılı, diğeri başarısız.
Oysa 9 kat daha fazla katkı payları ödemek İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde öğrencilik yapan gençler için kolay değil. Bu gençler acemisi oldukları inşaat gibi sektörlerde çalışmak zorunda kalabiliyorlar. Sonra da kaza ya da ölüm haberlerini okuyoruz.
Bu nedenle Yurt-Kurt ikinci öğretimde öğrenim gören 450 bin genci artık "öğrenci" olarak kabul ederek, onlara da katkı kredisi vermek için girişimde bulunmalı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp