Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

30/05/2013

Bakan Avcı'yla yönetmelik aynı şeyi söylemiyor

BİR süredir Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, tıpkı özel okullarda olduğu gibi devlet okullarında da hangi kıyafetin kullanılacağına velilerin karar vereceğini söylüyor. Okulların velilerin oylarına başvurmasını, veli oylarının yüzde 60'ın sonucuna göre de tıpkı özel okullarda olduğu gibi forma ya da serbest kıyafete karar verilebileceğini anlatıyor. Önerisi çok doğru ancak Bakan Avcı'nın unuttuğu bir şey var. O da yönetmelik.
Geçtiğimiz kasım ayında yayımlanan ve devlet okullarına "serbest kıyafet uygulaması" getiren yönetmelikte "kıyafetin veli oyuyla belirleneceğine" ilişkin bir hüküm yok. Veli oyuyla kıyafetin belirlenebileceği hükmü yalnızca özel okullar için geçerli. Okul müdürleri de haklı olarak soruyor: "Yönetmelik değişikliği yapılmadan okullarda oylama yapmamız mümkün değil. Bunu yaparsak yönetmeliğe aykırı davrandığımız için de soruşturma açılır. Ne yapmamız bekleniyor?" Biz de Milli Eğitim Bakanı Avcı'ya eğitimcilerin sorduğu bu soruyu aktararak, "Yönetmelik değişmeden okullar nasıl velilerle anket yapacak?" diyoruz.

EĞİTİMDE DENEME-YANILMA
Bu öğretim yılı başlarken ders saatlerinin artırılmasının ikili eğitim yapan okullarda büyük sıkıntılara yol açacağını defalarca dile getirdik. Çünkü hazırlanan ders çizelgesinde 1 -8. sınıflar arasında 30 saat olan haftalık ders saati ilkokullar için 30 kalırken, 5. ve 6. sınıflar için 36., 7. ve 8. sınıflar için 37 saat olmuştu. 5. ve 6. sınıflar haftada bir gün 8 saat, diğer günlerde 7 saat, 7. ve 8. sınıflar haftada iki gün 8 saat, haftada 3 gün 7 saat ders yapmaya başladı.
İkili eğitim yapan okullarda dersler 06.30'da başlamaya ve öğlenci grup 19.00'dan sonra okuldan çıkmaya başladı. Birçok okulda 20 dakikalık beslenme teneffüsü kaldırıldı, teneffüsler bazılarında 5 dakikaya indirildi, bazılarında ise 2-3 ders ara verilmeden blok işlenmeye başlandı. Böyle bir tablonun ortaya çıkacağı okullar açılmadan belliyken Milli Eğitim Bakanlığı aksaklıkları "yaşayarak görmeyi" tercih etti. Sonunda ders saatleri tekrar düzenlendi ve ortaöğretimde haftada 35 saate indirildi. Oysa basit bir hesaplamayla zaten bu kadar ders saatinin bir güne sığmayacağı belliydi. Her zamanki gibi deneme-yanılma yoluyla "doğru" bulundu.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp