Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

29/09/2009

Önce üniversitelere yetki verelim sonra eleştirelim


Üniversiteleri eleştirirken en vurucu soru olarak “Neden dünya sıralamasında yer alamıyorlar?” kullanılır. Bu soruyu sorarken aynı zamanda üniversitelerin kurumsal özerkliğe ve akademik özgürlüklere ne ölçüde sahip olduklarını da sorgulamak gerekiyor.
OECD’nin üniversite özerklikleri konusunda yaptığı çalışma Türk üniversitelerinin başta Birleşik Krallık, Meksika, Polanya, Hollanda gibi ülkeler karşısında acınacak durumda olduğunu gösteriyor. 8 başlık altında özerkliğin incelendiği çalışmada Türkiye’deki üniversitelerin “tam” özerkliğe sahip olduğu tek bir alan bile yok. Yalnızca ders içeriklerini belirleme ve ne kadar öğrenci alınacağına karar verme konularında “kısmi” özerklikleri bulunuyor.
Bu sınırlı özerkliklere bile zaman zaman YÖK tarafından el konulabiliyor. Tıpkı bir süre öncesine kadar “kısmi” olarak akademik personelini seçme hakkının ellerinden alınması ya da karşı çıkmalarına rağmen kontenjan artışları ile karşılaşmaları gibi. Üniversiteleri ilgilendiren öğrenci affı konusunda görüşleri bile alınmıyor, siyasi otorite karar veriyor.
Dün akademik açılışını yapan üniversitelerden biri de ODTÜ’ydü. Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar, Türk üniversitelerinin uluslararası kalite sıralamasında aşağı sıralarda kalmasını eleştirenlere yanıt verdi: “Çözüm kalite düzeyini artıracak önlemlerde aranmalı. Yükseköğretim sistemimizde kalite düzeyinden daha fazla ödün verecek modeller kabul edilemez. Bunun en çarpıcı örneği öğrenci affıdır. Bu siyasi karar fırsat eşitliği ilkesiyle açıklanamaz.”
Acar’ın dile getirdiği gibi doğru olan üniversitelerin nasıl karar vereceklerini, nasıl seçim yapacaklarını kurallara bağlamak değil, üniversitelere daha fazla güvenmek ve işleyebilmeleri için yetki vermekten geçiyor.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp