ANADOLU ve fen liseleri başta olmak üzere Ortaöğretim Yerleştirme Puanı'na (OYP) göre öğrenci alan okullarda boş kalan kontenjanlar için yapılan yerleştirmeler bugün son buluyor. Biri asıl, üçü de yedek olmak üzere bu okullara 4 kez yerleştirme yapıldı. Ancak bu satırları yazarken aralarında Türkiye'nin en gözde okullarının da yer aldığı Anadolu liselerindeki kontenjanlar dolmadı. Yeni bir yerleştirme planlanmazsa bu yıl da binlerce öğrenci bu okullara yerleşebilecekken bu haklarını hatalı sistem yüzünden kaybedecekler.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bir yanda sınavla bir okula yerleşemeyen 574 bin öğrenci varken bu sayının artmasını istemeyeceğini, bu nedenle de bu okullar için yeni bir yerleştirme takvimi daha açıklayacağını düşünüyorum.
Ancak geçen yıl boş kontenjanlar sorununu yazıp "Çözün" diye seslendiğimizde bakanlığın bulduğu "dâhiyane yöntemi" bu yıl da uygulamamasını dileyelim. Geçen yıl da yine Anadolu ve fen liselerinde 5 binden fazla kontenjan boş kalmıştı. Bu kontenjanlara yeni bir yerleştirme yapmak yerine bakanlık sınıf yani "şube kapatarak" bu sorunu çözme yoluna gitmiş, binlerce ailenin hayalini de yıkmıştı.
Üstelik bu okullar arasında ailelerin yıllarca çocuklarının kazanması için para ve emek harcadığı liseler de yer aldı. Örneğin Kabataş Erkek Lisesi'nde bile "hazırlık" şubelerinden biri kapatıldı. İngilizce ve Almanca toplam 6 şube olan hazırlık sınıfı boş kontenjan olunca bakanlık emriyle 5'e düşürüldü. Bu yöntem kontenjanı boş kalan tüm liselerde uygulandı. Bir gün önce sayıları 5 bini bulan boş kontenjanlar da böylece bir gece içinde bu yöntemle ortadan kaldırıldı. Bunu özellikle yazıyorum ki; bu çözümü bulan bürokratlar bugün de bakanlıkta çalışıyorlarsa aynı yöntemi Bakan Nabi Avcı'ya önermesinler.
Bir başka eleştirim de "şeffaflık" üzerine. İlk kez bu yıl yerleştirme dönemlerinde okulların listelerine ve boş kontenjanlarına ulaşamadığımız bir uygulama yapıldı. Geçmiş yıllarda isteyen herkes bakanlığın sitesine girdiğinde okullara yerleşen öğrenci sayılarını ve boş kontenjanlarını görebiliyordu. Bu yıl ise yalnızca tercih yapan ve okulların yedek listelerinde olan öğrenciler bu bilgilere erişebildi. Sizlere bu sayfalardan boş kontenjanlarla ilgili verdiğimiz bilgilere de arkadaşlarımızın ya da okuyucularımızın bizlere verdiği kimlik bilgilerini kullanarak ulaştık. Aksi halde okullarda ne kadar boş kontenjan kaldığını öğrenmek mümkün olmayacaktı. Oysa şeffaflık gereği okulların ne kadar dolduğunu kamuoyunun öğrenmesi gerekir. Bu nedenle bilgileri saklamak ne derece doğrudur tartışılır.