Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

24/06/2013

Üniversiteler Y ve Z kuşağına hazır mı?

Y kuşağı, Gezi Parkı eylemleriyle Türkiye'nin gündemine girdi ve "kuşaklar" konusu yeniden tartışılmaya başlandı. Başta bu kuşağın ne istediğiyle ilgili çalışmalar tekrar incelenmeye başladı. Peki üniversiteler yeni programlarını açarken, ders müfredatlarını oluştururken ve "tercih edilir" olmaya çalışırken bu kuşağın özelliklerinin ne kadar farkında? Çünkü bu kuşağı oluşturanlar 1981-1999 yılları arasında doğdular. 30'lu yaşlardakiler çoktan iş yaşamında yönetici konumuna yükselmeye başladı. Bazıları henüz üniversite öğrencisi, bir kısmı da önümüzdeki günlerde üniversite tercihi yapmaya hazırlanıyor.
Hayatlarındaki en önemli değerleri arasında başta "aileleri" gelen bu gençlerin temel özellikleri "sabırsız, aile koruması altında, beklentisi yüksek, sosyal, bağımsız, düşündüğünü doğrudan söyleyenler" olarak sıralanıyor. Üniversite tercihi yaparken neleri dikkate aldıklarına gelince, aileleri ve akranları onların seçiminde büyük etkiye sahip.
İnsan kaynakları yönetimi ve kişisel gelişim konusunda çalışan İdil Türkmenoğlu bir süre önce FMV Işık Üniversitesi için bu kuşağın tercihlerini ve beklentilerini araştırmıştı. Bu çalışmadan çıkan ve üniversiteler için bir yol haritası olabilecek bazı bilgileri hatırlatmak istedim.
ZAMAN VERİN: Bu kuşaklar üniversitenize öğrenci olarak gelecek. Onlara uyum sağlamaları için zaman vermeli, oryantasyon programları düzenlemelisiniz.
AÇIK OLUN: Düşündüğünü doğrudan söyleyen bu kuşak için açıklık ve netlik çok önemli. Bu nedenle kurumunuzun yalnızca olumlu yönlerini dinlemekten hoşlanmayacaklar. Onlara olumsuz yönlerinizden söz etmelisiniz. Aksi halde kendileri nasılsa bunları bulacaktır.
HEDEFLERE BAKIN: Onların kişisel hedefleriyle yakından ilgilenin. Kendilerinden beklenenleri de hedefler halinde sunun. Okulun sosyal imkânlarını tanıtın.
TEKNOLOJİ KULLANIN: Dersleri ve toplantıları hazırlarken teknolojiyi mutlaka kullanın. Modern araçlarla eğitim görmek istiyorlar. Bu yüzden de dersleri düzenlerken konsantrasyon sağlamakta zorlanacaklarını, uzun süre birini dinleyemeyeceklerini bilin. Hareket imkânına sahip olmalılar.
ÖĞRETMEN İSTEMİYORLAR: Onlar kendilerine bir şey aktaran "öğretmen" ya da "akademisyen" istemiyorlar. Onların akademisyenden beklentisi bir mentor olması.
DİNLEYİN: Mutlaka onları dinleyin, isteklerine kulak verin. Mümkün olan her durumda onların süreci şekillendirmesine izin verin.
MÜDAHİL OLSUNLAR: İzlemek yerine müdahil olmak isterler, beklemek yerine de harekete geçmek.
HİBRİT KARİYER OLUŞTURUN: Sıkı bir altyapıyla esneyebilecek kariyerler oluşturmak istiyorlar. Farklı disiplinleri birleştiren programlara olanak tanınması gerekiyor. Kariyeri ve fırsatları konusunda konuşmak isterler.
Gençler işte bu özelliklere göre şekillenecek bir yükseköğrenim istiyor. Bu özellikleri kurumlarına yansıtabilenler "tercih edilme" olasılıklarını artıracak. Unutmayın bu kuşağın peşinden bir de Z kuşağı geliyor. Henüz lise tercihi yapmaya hazırlanan bu kuşak birkaç yıl sonra öğrencileriniz olacak. Yine kişisel gelişim alanında çalışan Elif Duru Gönen onların da Y kuşağıyla benzer tepkiler vereceğini söylüyor. Hatta onların kararlılığı ve inatçılığı tüm kurumları daha da zorlayıcı olacak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp