Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

24/03/2016

Teknoloji çocuğa dost mu düşman mı?

 

Ailelerin son yıllardaki en büyük kaygılarından birini “teknoloji” oluşturuyor. Çocuklarının tablet ve bilgisayarlar ile cep telefonları arasında uzun saatler geçirmesi onları kaygılandırıyor. Birçok evde teknoloji kullanımına ilişkin sınırlamaların getirilip getirilmemesi tartışılıyor. Aileler bir yandan çocuklarının teknolojiden uzak kalmasını istemiyor, bir yandan da “sosyalleşmelerini” engellediği endişesini yaşıyor. Tıpkı bir zamanlar “Ne kadar televizyon izlemesi gerekir?” sorusu artık tablet ve akıllı telefonlar için sorulmaya başlandı.

Peki doğru olan nedir? Teknoloji gerçekten çocukların ruh sağlığını bozabilir mi, teknolojiyi tamamen reddetmek mi teslim olmak mı gerekiyor? Teknoloji kullanımında doğruları nasıl bulacağız?

İşte bu soruların yanıtları yarın başlayacak ve 2 gün sürecek sempozyumda aranacak. Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği (PREP) ve Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk Gelişimi Bölümü ortaklığıyla Okul ve Ruh Sağlığı sempozyumuna katılan uzmanlar bu soruları yanıtlamaya çalışacak. Sempozyum öncesinde buluştuğumuz PREP Derneği Başkanı Meltem Kora, teknolojinin çocuk ve gençler üzerinde yarattığı değişikliklerin onların gelişim ve ruh sağlıkları üzerinde etkili olduğunu ancak fayda ve riskleri belirlenmeden teknolojinin tehlikeli olarak ilan edilmemesi gerektiğini söylüyor.

Sempozyumun konuşmacılarından biri de çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda uzman Prof. Dr. Yankı Yazgan. Ebeveynlerin çoğunun tablet ve akıllı telefon konusunda “Çocuk teknolojiyi erkenden öğrensin” yaklaşımında olduklarını ifade ederek aslında bu gerekçelerle teknolojinin bir çocuk bakıcısı durumuna dönüştürüldüğünü belirtiyor. Yazgan, “Ebeveynler bu cihazları çocuklarını emanet ettikleri bir bakıcı olarak görüyor. Buradaki önemli nokta ebeveynlerin kendi rahatları için çocuklara özgürlük ya da fayda adı altında gereksiz teknoloji kullanımının önünü açmamaları” diyor.

Çocukların teknolojiyle tanışma yaşı için “3 yaşı” öneren Yazgan, ”Akıllı cihazların kullanımı 5 yaşına kadar günde maksimum 1 saat, 5 yaşından sonra günde 2 saat olarak ayarlanmalı” diyor. Ebeveynlere önerisi ise çocuklarının sosyal medya hesaplarını istismar olasılığına karşı kontrol etmek ve oynadığı oyunlar hakkında bilgi sahibi olmak.

Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman ise Sağlık Bakanlığı ile yapılan “internet bağımlılığı” konusundaki araştırmadan söz ediyor. Araştırmanın, 12-17 yaş arası internet bağımlılarının sigara ve enerji içeceğini daha fazla kullandığını, daha sık uyku bozukluğu yaşadıklarını, sosyal becerilerinin daha zayıf olduğunu ve duygusal sorunlar yaşadıklarını gösterdiği anlatıyor. Ancak bilgisayar ve internetin tek başına bağımlılık nedeni olmayacağını da söyleyerek sosyalleşmenin önemine dikkat çekiyor. Arman, “Çocukların sanal dünya dışında sosyalleşebilecekleri etkinliklere yönlendirilmeleri büyük önem taşıyor” diyor.

Yurtdışından da uzmanların katıldığı bu sempozyumda yanıt aranacak bir başka soru da “Teknoloji bağımlılık yapar mı?” olacak.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp