BUGÜN Milli Eğitim Bakanlığı'nın "devrim" olarak nitelendirdiği projesinin tanıtımı yapılacak. Projenin hamisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Kısaca "F@tih" olarak tanıtılan bu proje "Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi" olarak adlandırılıyor. Hedef tüm okulların ve sınıfların BT yani 'bilişim teknolojileri'yle donatılması. Projenin üç yıl içinde kademeli olarak tüm okullarda yaşama geçirilmesi planlanıyor.
İlk yıl ortaöğretim okulları, ikinci yıl ilköğretim ikinci kademe yani 6., 7. ve 8. sınıflarda, üçüncü yıl da ilköğretim birinci kademede yani 1 'den 5. sınıfa kadar ve okul öncesi kurumlarda BT donanım altyapısı, e-içerik, öğretim programı, hizmet içi eğitim ve bilinçli güvenli internet kullanımı aşamaları tamamlanacak.
Projenin neleri kapsadığına gelince; şu anda eski bakan Hüseyin Çelik döneminde okullarda kurulan bilgisayar sınıfları yerine her sınıfta bilgisayar olacak. Öğretmenler dersleri sınıflara kurulan akıllı tahtalarla işleyecek. Bunun için de 570 bin dersliğe dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı ve internet altyapısı sağlanacak. Bütün öğretim programları BT destekli hale getirilecek.
Bu proje yalnızca kentleri kapsamayacak. Ülkenin tüm okullarında uygulanması amaçlanıyor. Türkiye'nin en ücra köyünde bile bu projenin yaşama geçeceği bakanlığın açıklamasında vurgulanıyor. Projenin asıl yürütücüsü öğretmenler olduğu için ilköğretim ve ortaöğretimde görevli 600 binin üzerinde öğretmeni de hizmetiçi eğitimden geçecek.
Başbakan Erdoğan'ın da Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun da eğitimde niteliği artırmak ve fırsat eşitliğini sağlamak için bu projeyi geliştirdiği ve yaşama geçirdiğini biliyoruz. Çünkü gelecek kuşaklara verilecek kaliteli ve fırsat eşitliğine dayanan bir eğitim geleceğe yapacağımız yatırım olacak. Ancak bizim ülke olarak çocuklar arasında eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilmek için atmamız gereken önemli adımlar var. Örneğin bu sayfada okuyacağınız "tarım işçisi" çocukların durumunu çözmek de bunlardan biri. Okullar açılalı 2 ay olmasına rağmen binlerce çocuk henüz okula başlayamadı. Tıpkı zorunlu okul çağında olup da okula kayıtlarını yaptıramadığımız 100 bin çocuğumuz gibi. Belki tüm sorunları hızla çözemiyoruz ancak "fırsat eşitliğini" tüm alanlarda sağlamak zorundayız.