Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

22/09/2013

Kürt meselesi okula nasıl yansıyor?

Kürt meselesi okula nasıl yansıyor?

TÜRKİYE'de on yıllardır süren şiddet ve çatışma ile son dönemlerde yaşanan barış ortamının okul ortamına nasıl yansıdığı araştırıldı. Sonuç; çatışma dönemlerinde okul ortamı gergin, barış dönemlerinde ise daha huzurlu.
Helsinki Yurttaşlar Derneği, Boğaziçi Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesi ortaklığı, Van 100. Yıl Üniversitesi desteğiyle "Toplumsal Barışın İnşasında Öğretmenlerin Rolü -Kürt Meselesi okula nasıl yansıyor?" başlıklı çalışma Muş, Van ve İstanbul'daki öğretmenler, öğrenciler, veliler ve idarecilerle yapılan görüşmelerle hazırlandı. İşte bazı saptamalar:
KÖKENE GÖRE SIRA: Bazı öğretmenler sınıflarda Kürt ve Türk öğrencileri ayrı sıralarda oturtup, Kürt öğrencilere hiç görev vermiyor.
IRKÇILIKTAN ŞİKAYET: Batılı doğuda, doğulu öğretmen batıda kendilerine karşı ırkçılık hissediyor.
ÖĞRETMENE ŞÜPHE: Kürt öğretmenler özellikle İstiklal Marşı okunurken, çatışma ve şehit haberleri geldiğinde, müfettişler sınıflarını denetlerken gözlerin şüpheci şekilde üstlerinde olduğunu hissediyor.
KÜRT DEĞİLSEN GÜVEN ZOR: Doğuda görevli Kürt olmayanlar, öğrencilerinin güvenini kazanmakta zorlanıyor. Öğrenciler ilk memleket soruyor ve cevaba göre kendilerine "yakın" ya da "uzak" görüyor. "Uzak bulunan" öğretmene saygı gösterilmiyor, dinlenmiyor nadiren de olsa tehdit ediliyor.
GÜVEN KAZANABİLMEK İÇİN: Doğudaki batılı öğretmenler, Kürtçe öğrenmeye çalışmalarının öğrencilerin güvenini kazanmalarında etkili olduğunu söylüyor.
SUDAN ÇIKMIŞ BALIK: Doğu illerine atanan batılı öğretmenler, karşılaşacakları ortama onları hazırlayan donanımları olmadığını, sudan çıkmış balık gibi hissettiklerini anlatıyor.
MOTİVASYONLARI DÜŞÜYOR: Doğuya atanan öğretmende güvenlik kaygısı, zor koşullar, sosyal kültürel etkinliklerin kısıtlılığı, dil bilmemek motivasyon düşüklüğü ve yılgınlık yaratıyor.
ÖĞRETMEN ADAYLARI: Öğretmenlere göre öğretmen yetiştiren kurumların toplumsal çatışma temelli problemlerle baş etme donanımı sunacak ve kültürlerarası bir pedagojik formasyon sağlayacak yeterlilikte değil. Türkiye'nin her yerinde görev yapabilecek şekilde yetiştirilmediklerini söylüyorlar. Hizmet içi programlar da yetersiz.
ZİHİNSEL ENGELLİ GÖRÜLÜYOR: Muş, Van ve İstanbul'da göç alan bölgelerde çalışan öğretmenlerin sıklıkla dikkat çektiği sorun birçok Kürt çocuğunun Türkçe bilmediği için zihinsel engellilik şüphesiyle Rehberlik Araştırma Merkezleri'ne yönlendirilmesi. Burada testler de çocuğun anadilinde yapılmadığından Kürt çocukların ‘zihinsel engelli' tanısıyla okuldan alınarak özel eğitim merkezlerine gönderilmesi. Sınıf kalabalık olunca öğretmen bu 'dil' sorununu farkedemiyor. Fark ettiğinde de düzeltme yoluna gidiyor.
İLK 3 SINIF ÇOK ZOR: Öğretmenlere göre özellikle 1., 2. ve 3. sınıflarda anadil meselesi ciddi sorun. Çocuklar Türkçe bilmedikleri için özgüven sorunu yaşıyor. Aile ve okul arasında "dil" yüzünden arada kalıyorlar. Çocuk Türkçe konuşma başladığında bu dili bilmeyen anneyle arasında kopukluk başlıyor.
KÜRTÇEYE TEPKİ: Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulmasını Kürt kökenli aileler "hakaret" olarak görüyor ve anadillerinin yabancı dil olarak okutulmasına karşı çıkıyor. Bazı okul yöneticileri ise bu dersi açtırmak istemiyor.


Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp