LİSANS Yerleştirme Sınavları’nın (LYS) üçüncüsü tamamlandı ve geriye önümüzdeki hafta sonu yapılacak iki sınav kaldı. Ancak ortaya çıkan bir gerçek var ki; ya adaylar sınav sistemi yeni olduğu için şaşkın ya da okullarında onlara doğru düzgün bir rehberlik hizmeti verilmedi.
Nedenine gelince; yanlış sınavlara giren aday sayısı küçümsenecek gibi değil. Önce tek sınava girecek adaylara bakalım. Bunların sayıları 16 bine yaklaştı. Tek sınavdan kastım yabancı dil sınavı değil. Yabancı dil puanıyla tercih yapacakların dışında lisans programına yerleşebilmek için bir adayın iki sınava girmesi gerekiyor. Tek sınava giren adayların puanı da iki testi yanıtladıkları takdirde hesaplanacak, hatta düşük bir olasılık ama bir lisans programına yerleşme şansları da bulunuyor.
İşte bu tek sınav için başvuran 16 bin kişi yalnızca matematik, fen, sosyal bilimler ya da edebiyat-coğrafya sınavına giriyor. Bunların bir kısmının dershane öğretmeni olduğunu kabul etsek bile -çünkü bazı öğretmenler her yıl sınav psikolojisini yaşamak ve soruları sınavda çözmek için bunu yapıyorlar- yine de sayı bilinçli tercih olduğunu varsaymak için çok yüksek. O zaman bu, başvurularda bir hata olduğunu gösteriyor.
Bunun yanı sıra puan oluşturmayacak sınavlara giren aday sayısı da oldukça yüksek. Örneğin fen ve edebiyat ya da matematik ve sosyal bilimler sınavlarına girenler var. Bu şekilde iki sınava girmiş olmanın da bir anlamı bulunmuyor. Adaylar “Laf olsun” diye sınavlara girmediklerine göre bu sınavların sonucunda puan oluşmayacağını bilmiyorlar demektir.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’dan aldığım bilgiye göre 400 binin üzerinde aday bu şekilde puan oluşturmayacak iki sınava girmek için başvurmuş. Bu ne anlama geliyor? Kılavuzda hangi sınavlardan tercih yapılabilecek puanın oluşacağı yazıyor. Okumayı sevmeyen toplum olduğumuz ve kılavuzu çok kişinin okumadığı başvurulardan anlaşılıyor. Ancak başvuruların çoğu okullardan yapıldığına göre okul yöneticilerinin sorumsuzluğuna ne demeli? Acaba sınava giren kendi çocukları olsaydı yine bu kadar sorumsuz olurlar mıydı?
Yoksa onlar da kılavuzu okumadan mı bu başvuruları yaptılar?