Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

19/11/2012

Üniversiteliysen, 'olağan şüphelisin'

Üniversiteli gençlere göre, idari personelden rektöre kadar kendilerine "olağan şüpheliler" anlayışıyla yaklaşılıyor. Üniversitelerdeki hiyerarşik yapının yani piramidin en alt basamağında durduklarını düşünüyorlar. İfade ve örgütlenme özgürlüklerini kullanmakta sıkıntı yaşıyorlar.
Bunlar İstanbul Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi'nin desteğiyle Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın "Üniversite Öğrencilerinin İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü" başlıklı araştırmasından çıkan sonuçlar. Yrd. Doç. Dr. Demet Lüküslü'nün gerçekleştirdiği araştırma İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Trabzon, Diyarbakır'da 38 üniversitede 115 gençle yüz yüze görüşülerek yapıldı. Bu gençler arasında engellilerden sol örgütlere, eşcinsel kulüplerden çevre derneklerine kadar üniversitelerde değişik dernek ve kulüplerde örgütlenen gençler yer aldı. Onlara üniversiteli olmanın ne anlam ifade ettiği, ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kullanıp kullanamadıkları soruldu.
Tıpkı 1999'da yine Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın "Üniversite Gençliğinin İhtiyaçları Araştırması"nda olduğu gibi bu çalışmada da gençlerin en büyük sorunu "söz haklarına" saygı duyulmaması, örgütlenme özgürlüklerinin kısıtlanması, üniversite yönetimlerinin dernek ya da kulüp kurmak istediklerinde kendilerine birer "olağan şüpheli" olarak yaklaşması.
Bir başka şikâyetleri ise üniversiteler arasında hatta aynı üniversitede bölümler arasında bile hiyerarşik yapının varlığı. İş dünyasında yalnızca belli üniversitelerin diplomalarının kapıları açması, diğerlerinin dikkate alınmaması.
Önce vakıf üniversitelerinde başlayan, sonra devlet üniversitelerine yayılan "çipli kart" uygulamasıyla kendilerini hapishanede hissettiklerini söylüyorlar. Bir öğrenci, "Üniversiteye giriyorsun takip başlıyor, kütüphane, kantin hepsinde bu kartlarla takip ediliyoruz. Adım adım izlenirken özgür olduğunu düşünemiyorsun" diyor. Sözlerini, bırakın üniversitelerinin rektörlerine idari personele bile dinletemediklerinden yakınıyorlar.
Araştırmayı yapan Demet Lüküslü'nün anlattıkları ilginç: "Telefonda dinlendiklerinden kuşkulanıyorlar. Görüşmeleri ancak tanıdıklarının referansıyla yaparken, baskı ve tedirginliklerini hissediyorsunuz."
Her adımlarına kuşkuyla yaklaşılan ve üniversite yönetimlerinin sürekli soruşturmasından geçen gençler de doğal olarak kimseye güvenmiyor, kuşkuyla yaklaşıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp