Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

19/09/2012

Nazım'a Doğa'da bir okul bulundu

3 yaşında atipik otizm teşhisi kondu, 4.5 yaşında konuştu. Konuşmayı başardığında anaokuluna gitti ama "kovulduğu için" sürekli okul değiştirdi. İlkokul yaşı geldiğinde birçok okul bu çocuğu "Diğer çocukları olumsuz etkilemesin" diyerek geri çevirdi. Özel Bilgi İlköğretim Okulu, Nazım'ı öğrencisi olarak kabul etti ve birinci sınıfına başlattı. Öğretmenleri de okul yönetimi de Nazım'a pozitif ayrımcılık uygulamadı. Bütün sosyal projelerde, gösterilerde yer almasını sağladılar. Otizmden kaynaklanan görsel ve fotoğrafik hafıza yeteneği sayesinde eğitim sistemine kolay uyum sağladı. 3. sınıfta 17 bin çocuk arasında yapılan SBS deneme sınavında 500 tam puan alarak birincilerden biri olurken, 4. sınıfta 16 bin 200 çocuğun katıldığı bir başka sınavda Türkiye 27'ncisi derecesini aldı.
Bu 4 yıl boyunca tıpkı anaokulunda olduğu gibi "Çocuklarımıza da bulaştırır mı?, Bu çocuğun okulda ne işi var?" diye okul yönetiminin kapısını aşındıran "bilgili veliler"le hem Nazım hem de annesi İrem Afşin mücadele etti. Annesi 4+4+4 eğitim sistemi başlayınca "velilerin bezdirdiği" bu okul yerine başka bir yerde oğlu okusun istedi. Ancak bu hiç kolay değildi. Tam 10 okul üstelik ikisi de uyguladıkları testleri başarıyla geçmesine rağmen "otizmli" olduğu gerekçesiyle Nazım'ı geri çevirdi.
Üstelik Milli Eğitim Kanunu başta olmak üzere ulusal ve uluslararası yasalar "kaynaştırma raporu" olan ya da engelli tüm çocukların eğitim hakkının engellenemeyeceğini söylediği halde bu okullardan geri çevrildi.
Sonunda annesi sosyal medyada "Nazımalokulgerek" adıyla yaşadıklarını yazdı, çocuğunun eğitim hakkının engellenmesine isyan etti. Bu sesi bir okul yöneticisi duydu ve Nazım'a okul bulundu. Nazım, Doğa Koleji öğrencisi oldu.
Nazım, okul çağındaki 125 bin otizmli çocuktan yalnızca biri. Ancak 4 bine yakını kaynaştırma eğitimiyle okula gidebiliyor. En büyük engelleri "Çocuklarımıza hastalık bulaştırmasın" diyen velilerle okul yöneticilerinin bir eğitimcinin mantığına yakışmayan "Uğraşamayız" yaklaşımları.
Dün Doğa Koleji CEO'su Uğur Gazanker'i Nazım'la ilgili yaklaşımları nedeniyle aradığımda eğitimdeki önyargılardan konuştuk. Gazanker'in söyledikleri bütün eğitimcilere ders olsun: "Toplum 'normal'lerden mi oluşuyor? Kolu, bacağı olmayan hem bedensel hem zihinsel engelli bireyler de bu toplumda yaşıyor. Çocuklarımız 'diğerlerini" ne zaman öğrenecek? Okullar onların farklılıkları öğrendikleri ve birbirlerine saygı duydukları yerdir."
Nazım'a bir okul bulundu ama yüzbinlerce aile çocuklarını yasal haklarına rağmen geri çevirmeyecek eğitimciler arıyor. Onlara da bir okul gerekiyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp