Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

17/05/2010

Bütün çocuklar tam ve mükemmel mi?

TÜRKİYE’de 10 milyonun üzerinde  engelli bulunuyor. Ancak sokağa, okula ya da iş yaşamına baktığımızda bu nüfusu yaşam alanlarında görmüyoruz. Hem
yaşam onlara göre düzenlenmiş değil hem de yasalar “eğitim  hakkına sahip” olduklarını söylüyor olsa da pratikte bu doğru değil. Zorunlu okul çağındaki 90 bin çocuktan yalnızca 30 binine eğitim verebiliyoruz. Engelli çocuğunu okula kaydettirmeyi başaranların da ne zorluklar yaşadıklarının en yakın tanıklarından birisiyim.  Engelli çocuğunuzun okula  kaydedilmesi genelde okul müdürünün insafına kalıyor. Zorla, gönülsüz yapılan  kayıtlarda çocuğunuzun dışlanacağını bilince siz de o  okula göndermeyi istemiyorsunuz. Anneler her okul döneminde incinmiş ve öfkeli bir ruh haliyle kaç okul geziyor tahmin edemezsiniz. Çocuğunuzu, iyi bir müdüre  denk gelip de kaydettirdiğinizi varsayın, bu kez de gireceği sınıftaki “normal çocukları” engelli çocuğunuza karşı hazırlamanız gerekiyor. Çünkü  “normal çocukların” çoğu ilk kez sizin çocuğunuz sayesinde bir engelliyle karşı karşıya  gelecektir ve nasıl davranacaklarını kestirmek mümkün olmuyor. İşte bu yüzden Sabancı  Üniversitesi öğrencilerinin bu sayfada haberini okuyacağınız projeleri çok önemli. Onlar engellilere karşı önyargının çocuklukta oluştuğunu ve bunun o çağlarda yıkılması gerektiğini biliyorlar. Bunun için “Birlikte Yaşayalım” diyorlar.

Bu tür projeler yurtdışında çok yaygın. Çocuk yuvalarında oyuncakların tümü “tam ve eksiksiz” olmuyor. Bazı oyuncakların kolu, bacağı ya da gözü yok. Yani toplumdaki bizler gibi engelleri var. Çocuklar bu oyuncaklarla oynarken, toplumda yaşayanların tam ve eksiksiz olmadıklarını da öğreniyorlar. Sokakta onlarla karşılaştıklarında  eğer o güne kadar ailesinde engelli görmedilerse gözlerini dikip, başka bir varlığa  bakar gibi bakmıyor, olduğu gibi kabul ediyorlar. 10 milyonun üzerinde engellinin yaşadığı bir ülkede çocuklarımızdan hatta kendimizden bu gerçeği saklamak yerine engellilerle “Birlikte Yaşamayı” öğrenmemiz gerekmiyor mu?

pkaplan@htgazete.com.tr

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp