Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

16/04/2016

Eğitimde eşitlik mi dediniz?

 

Eğitimde kaliteli eğitime her çocuğun erişiminin sağlanması eğitimde eşitlik olarak tanımlanır. Eğer anne babanızın kim olduğu sizin nasıl bir eğitim alacağınızı ya da alamayacağınızı belirliyorsa ve siz kaliteli eğitime erişimde sorun yaşıyorsanız kimse eğitimde eşitlikten söz edemez. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. Zaten UNICEF tarafından yayımlanan rapor eşitsizliğin en yoğun yaşandığı ülke olduğumuzu gösteriyor. 35 ülke arasında İsrail 35., biz 34. sırada yer alıyoruz.

Bu rapor bizi şaşırttı mı?

Hayır.

Çünkü bundan önceki araştırmalar ve raporlar zaten çocuklar arasında eğitimde eşitliğin olmadığını gösteriyor. Son rapor da daha önceki bulguların altını çizmiş oldu. Daha anne karnındayken çocuğun hangi okula gideceği belli oluyorsa, ebeveynlerin gelir ve eğitim düzeyi çocuklarının nasıl bir eğitim alacağını belirliyorsa “eşitlik” yoktur.

Örnek mi; meslek liseleri ile Türkiye’nin en yüksek puanlı Anadolu ve fen liselerine giden çocukların ailelerinin eğitim ve gelir düzeylerine bakın, bu iki faktörün çocukların eğitiminde nasıl etkili olduğunu görürsünüz.

Bu yüksek puanlı devlet okullarında okuyan çocuklar üst gelir grubundaki eğitimli ailelerden geliyor. Hem Dünya Bankası hem de Eğitim Reformu Girişimi raporları fen lisesi öğrencilerinin üçte ikisinin, Anadolu Lisesi öğrencilerinin de yarısının en zengin yüzde 20’lik kesimdeki ailelerin çocukları olduğunu gösteriyor.

Hele Koç Üniversitesi’nde yapılan ve ilk bulguları birkaç yıl önce yayımlanan rapor eğitimdeki eşitsizliğin “anne karnında” başladığını ve doğumda ölçülebildiğini gösterir. Yoksul ailelerin çocukları ortalama 2.600 gram, zenginlerinki ortalama 3.300 gram doğuyor. 3 yaşında bu çocuklar arasında 5 santimlik fark oluyor. .

Dar gelirli ailelerin çocukları zihinsel ve dil bilimsel gelişim açısından da “üst gelir” grubundaki annelerin çocuklarından geri kalıyor. Zengin aile çocuklarının yüzde 50’si belleklerinde 3 parça bilgi tutarken, yoksul çocuklarda oran yüzde 25.

Daha doğdukları andan itibaren başta fiziksel olmak üzere gelişim açısından yüksek gelir grubundaki ailelerin çocukları karşısında dezavantajlı duruma düşen yoksul ailelerin çocuklarınn bu durumu eğitim yaşamlarında da çok değişmiyor.

Eğer çocukların anne karnında başlayan “eşitsizliğini” eğitim yaşamlarında da sürdürmelerini engelleyebilirsek eğitimde fırsat eşitliği yaratırız. Bu eşitlik ise “tüm çocukların kaliteli eğitime” erişim hakkının sağlanmasından geçer.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp